Duada kalbini dudağına değdir!..

[i][color=brown][size=18px]Sevgili dua dostları, dua kişinin kendisiyle de konuşmasıdır aslında. İçindeki boşlukları, kirleri, pasları, özlemleri, hayalleri, eksikleri, uçurumları duanın cevheri eyler insan. Yani ki, kendisi bilerek çıkar yolu.

Rabbine dua ederken, diplerinde sakladığı incileri kıyılara taşır. Dua dudağına değdiğinde, kalbin de değsin dudağına. Hece hece içindeki sırlı tuğlaları sökeceksin, içini fısıltıyla dışarı taşıyacaksın. Böylece özünü sözünün ipine tesbih tanesi gibi dizeceksin.

Kendini katmadığın yerde, sadece dudağını değdirdiğin ezber cümleler, duanın senden istediğini gerçekliştirmez, inci mercanını Rabbin dergahına taşımaz...

Bunu söylerken, sakın yanlış anlama ki, duayı Rabbe muhatap olmaktan çıkarıyor, öyle algılıyor değilim. Aksine, ne kadar içten olursan, ne kadar içinden gelirse sözlerin, o kadar Rabbin ile içten, samimi bir konuşma, dertleşme, iç dökme hali yaşarsın.

Sözlerin bir dalları semalara varan bir ağaç olur, büyür, büyür, büyür, dua ile istediğinden öte meyveler verir..

(Senai Demirci)[/size][/color][/i]

Konular