Kendi eliyle ateşini götürmemeli

[size=18px][color=green]Kendi eliyle ateşini götürmemeli




Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:

Namazları doğru kılmalı. Günahlardan vazgeçmeli. Günahın kelime anlamı ateştir, Cehennem ateşi... Kendi eliyle ateşini götürmemeli.

Bize dinimizi imanımızı öğreten, ehl-i sünnet itikadı üzere yetiştiren ana babamızın rızasını, duasını mutlaka alalım. Böyle ana babanın rızasını almadan hiçbir şeye kavuşmayacağımızı bilelim.

Cenab-ı Hak hiçbir şeyi abes yaratmamıştır. Her şeyin bir hikmeti vardır. Her mahlûkun bir yaratılış hikmeti vardır.

İnsanlar çeşitli vasıtalara binip gidiyorlar. Müslüman ne kadar bahtiyardır ki, mescitten geçen, camiden geçen vasıtaya biniyor. Tabii ki vasıta, menziline giderken, hepsini birden götürür. Sen ehilsin, sen na-ehilsin, sen asisin, sen evliyasın, sen fasıksın demezler, mademki vasıtanın içindeler, hep beraber Cennete doğru giderler. Yeter ki, iman doğru olsun. İş, o doğru vasıtayı bulup, o vasıtaya binebilmek!

Kul hakkından çok korkmalı. Müflis, üzerinde kul hakkıyla ahirete gidip, amelleri bir bir hak sahiplerine verilen ve bir de üstüne, onların günahlarını alandır, yani iflas edendir.

Bir mürşid-i kâmili gördükten veya kitaplarını okuduktan sonra, aynaya bakıp da kendisinden, nefsinden, kötülük ve bozukluklarından tiksinmeyen, kendini beğenen, bedbahtın tekidir.



Nankörlük yapmış olur

Allahü teâlânın nimetleri, ihsanları saymakla bitmez. Allahü teâlâ, bunların hepsini bütün insanlara vermiş. İnsanlar bunların şükrünü yapmazsa, nankörlük yapmış olur. İnsan bu nimetlere küfran ederse, sonsuz Cehennemde kalmak hakkıdır. Bu hakkı, kendisi talep etmiştir.

Akıl başka, zekâ başkadır. Bir insan çok zeki olabilir, ancak kelime-i şehadeti söylemiyorsa ona akıllı denemez; çünkü akıllı, ahirette işe yarayacak iş yapana denir.

İmanı anlamaktan maksat, imanı içine, iliklerine sindirmektir.

Tahkir edilecek şeye hürmet etmek, hürmet edilecek şeyi ise tahkir etmek, insanı imandan çıkarır.

Ehl-i sünnet itikadı, asırlardan beri emin ellerden emin ellere geldi. Bu, büyük bir emanettir, miras falan değildir. Büyükler bu emanetin büyüklüğünü bildikleri ve gördükleri için, sıhhatleri pahasına, insanlara bu emaneti ulaştırmak için, gece gündüz çalıştılar; çünkü emanet çok büyük! Büyük emanetin büyük hesabı vardır. Allah göstermesin, bırakın bir insanı, bir kediyi ateşe atsalar, karşısında nasıl durup da eğlenebilir, nasıl gülebilir insan? İşte büyüklerin ızdırabı bu, onlar için dünya artık yoktur. Onların bir düşüncesi vardır; bir Allah'ın kulu daha, yanmaktan nasıl kurtulur?


[url]www.dinimizislam.com[/url]













[/color][/size]

Konular