Bursalı Kadızade Rumi

Kadızâde Rûmi Kimdir Kısaca Hayatı Hakkında Bilgi ve Eserlerine Dair Tüm Merak Edilenlerin yanıtları burada.

Orta çağın tanınmış matematik ve astronomi bilgini olan Kadızâde Rûmi’nin asıl isimi, Selahaddin Musa’dır. Soyca ilim sahibi bir aileden geldiği ve çağının bilim otoritelerinden bursa kadısı Mehmet Çelebi’nin erkek çocuğu olduğu için, Bursa ve etrafında daha çok “Kadızâde” olarak tanındı. Her ne kadar bilim tarihi konusunda bir hayli kaynakta, doğumu 1337 tarihi olarak gösterilse de bu bir tahminden öteye gitmemektedir. Ölüm tarihinin ise 1436 yada 1437 olduğu sanılmaktadır.

Kadızâde Rûmi, ilk öğrenimini Molla Fenari gibi değerli bilim insanlarının ders verdiği bursa medreselerinde bitirdikten sonra, matematik ve astronomi konularındaki mevcut bilgilerine yeni bilgiler katmak, yeni yapıtlar ortaya koymak üzere çağın en tanınmış kişi bilim merkezlerinden Horosan ve Maveraünnehir bölgelerine gitti. Ancak Bursa’dan ayrılıp buralara gitmezden önce, babası ve öteki aile etrafının mani olabileceğini düşünerek yolcu kararını yalnızca kız kardeşine söyledi. Yanına kitaplarını koyduğu heybeden başka bir şey almadığını ve üzerinde yeteri kadar para bulunmadığını bilen kız kardeşi, kendisine ait bütün mücevherlerini saklıca ağabeyinin kitapları arasına koydu.


Kadızâde , yolculuk esnasında heybesinde bulduğu bu mücevherleri sıkıntıya düştükçe sattı; böylelikle Horosan bölgesinin curcun şehrine kadar geldi.

Burada uzun yıllar bölgenin ve çağının tanınmış kişi bilgini Seyyid Şerif Cucani’den felsefe derslerini aldı. Hocasının “Mevakif (duraklar)” isimli yapıtını inceleyip, yapıtta birtakım eksiklik ve yanlışlıklar tesbit etmesi üzerine hocası Seyyid Şerif Curcani ile arası açıldı. Bu sebeple Curcan’dan ayrılarak Bursa’da okuduğu senelerde kendisinden ders aldığı hocası Molla Fenari’den şöhretini duyduğu Maveraünnehir Bölgesinin Semerkant Şehrine geldi ve Semerkant Gözlem evi denilen gözlemevinde çalışmaya başladı. Yeniden bu şehirde net bilemediğimiz bir tarihte izdivaç edip, Şemseddin Mehmet İsminde bir erkek çocuğu oldu.

Hesabına “Anadolu” mananında “Rûmi” sözcüğünün ilave ettiği Semerkant’ta, çağının tanınmış kişi astronomi ve matematik bilginleri ile temasa geçip, kendini tamamıyla ilmi çalışma ve araştırmalara verdi. Kısa bir müddette etrafında en çok sevilen ve sayılan bir bilgin olarak tanındı.

Uluğ Bey tarafından ehemmiyetli bir astronomi kitabı olan “Zic-i İlhani” de ihtiyaç duyulan düzeltmeleri yapmakla görevlendirilen Kadızâde Rûmi, beraber çalıştığı Gıyasüddin Cemşid’in ölümünde sonra Semerkant Gözlem evi ve Semerkant Medresesi (bugünkü manasıyla üniversite) yöneticiliklerine getirildi ve ölümüne dek bu görevlerini sürdürdü.

Rumi nin İlmi kişiliği ve Bilime Hizmetleri

Son derece dürüst , alçak gönüllü ve ciddi bir yaratılışa sahip olan Kadızâde Rûmi, önce doğduğu şehir olan Bursa’da hemen peşinden çağın en tanınmış kişi bilim odakları olan Horosan ve Maveraünnehir Bölgelerinde yetişerek ün kazanmış Orta Çağ’ın en ehemmiyetli Matematik ve astronomi bilginlerindendir. Yapıtlarında Yaşadığı çağda Moda olan Astrolojiye (yıldız falcılığına) ait bir satır dahi bulunmayan Kadızâde Rûmi, Gözlem ev’de gökcisimlerinin hareketlerini inceleyip, çağın en yetkin astronomi cetvellerinin bitirmesinde ehemmiyetli katkılarda bulundu. Bu çalışmaları sırasında matematik ve astronomi biliminin en son kaidelerini geliştirip uyguladığı gibi, astronomi için gerekli olan fizik kaidelerini astronomiye ilk uygulayan da odur.

Kadızâde’nin bilime yaptığı ehemmiyetli hizmetlerinden biride çağın bilim insanlarına değer verip, onları savunmasıdır. Ord.Prof.Dr.A.Süheyl Ünver’in “Bursalı Kadızâde Rûmi ve Devrinin Diğer Bilimcileri” isimli yapıtında, Kadızâde’nin bu istikametini ortaya koyacak olan bir olay aynen şöyle anlatılır:
“Hükümdar Uluğ Bey, Kadızâde Semerkand Medresesi Baş Müderrisi iken, Bir müderrisi işten çıkarır. Bunu duyan Kadızâde, Evine kapanarak Medrese’ye gitme3z olur. Uluğ Bey, bizzat hocası Kadızâde’nin evine gittikçe sebebini sorar. Dersten ve idareden çekilmesinin, bir müderrisin kendisine sorulmadan azledilmesinden müteessir olması sebebinden ileri geldiğini söyler. Bu Suretle ilim kurumlarına politik idarelerin direk doğruya hakim olamayacağına değin ilim otoritesine yakışır hareketleriyle güzel bir ders vermiş olur.”

ESERLERİ

Aralarında Uluğ Bey, Fethullah Şirvani ve Ali Kuşçu’nunda bulunduğu değerli brçok bilim adamını yetiştiren Kadızâde Rûmi, doğu ve Batı bilim dünyasında uzun süre değerini koruyan ve Osmanlı Medreselerinde Ders kitapları olarak okutulan kıymetli eserler de ortaya koydu. Bunlardan en önemlileri Şunlardır:

1. Muhtasar-ı Fi’l-Hisab (Hesap Özeti): zamanının bilim dili olan Arapça’yla yazılmış faydalı bir Matematik kitabıdır.
2. Risale Fi-istihracı’l-Ceyb Derece-i Vahide: (birinci Dereceden Çıkarma üzerine Risale): bu Eserde 1 derecelik yayın Sinüs değeri, Ozamana kadar bilinen Matematik kurallarından daha ileri bir hesaplama yöntemiyle ortaya konmuştur.
3. El-Mülahhas Fi’l-Hey’e Şerhi: Astronomi ile ilgili bir eserdir.
4. Eşkâl-i Te’sis Şerhi: Geometri Öncüleri ve Üçgenlerden Bahseden değerli bir eserdir.