14 Aralik 2006 tarihli konular

9.Mevki ve Rütbe Düşkünlüğünün Çaresi

  • nesim

Kalbine mevkî ve rütbe sevgisi galip gelen bir kimsenin himmeti, halkın gözetilmesine yönelir. Onlara kendisini sevdirmekle ve onların takdiri için riyâkârlık yapmakla meşgul olur. Söz ve hareketlerinde onların yanında derecesini büyütecek şeylere dikkat eder. Bu ise münafıklığın tohumu ve fesadın esasıdır. Şüphesiz ki bu, insanı ibâdetlerde gevşeklik göstermeye ve riyakârlık yapmaya sürükler. Kalpleri elde etmek için mahzurlu hareketlere zorlar ve bunun için de Hz. Peygamber (s.a) insanların şeref ve mal sevgisini ve dini ifsad etmelerini, saldırgan iki kurda benzeterek şöyle buyurmuştur:

10.Övgüden Hoşlanmanın, Yerilmekten İse Hoşlanmamanın Tedavisi

  • nesim

İnsanların çoğu, halkın tenkidinden korktukları, övülmeyi sevdiklerinden dolayı helâk olmuşlardır. Bu bakımdan onların bütün hareketleri, halkın rızasına uygun olana bağlanmıştır ve bunu da halkın tenkidinden korkarak, övülmeyi umarak yaparlar Bu, helâk edici hareketlerdendir. Bunu tedavi etmenin yolu, hangi sebeplerden dolayı halkın övgüsünü istediğini, tenkidinden hoşlanmadığını iyi düşünmektir.

Birinci Sebep

Medhedenin sözünün sebebiyle kemâli hissetmektir. Burada senin çıkar yolun aklına müracaat edip nefsine şöyle demendir: 'Adamın övdüğü sıfat sende var mı yok mu? Eğer sende varsa, ya ilim ve takva gibi bir sıfattır ki onda övgüye müstehak olursun veya servet, rütbe ve dünyevî arazlar gibi, sebebiyle övülmeye müstehak olmadığın bir sıfattır. Eğer bu sıfat dünyanın ârazlarından ise bundan dolayı sevinmek, yakında çerçöp olup esen rüzgârlarla berhava edilecek yer bitkileriyle sevinmek gibidir! Böyle sevgi aklın azlığından ileri gelir'. Akıl sahibi, şair Mütenebbi'nin dediği gibi demelidir:

11.Yerilmekten Hoşlanmamanın Çaresi

  • nesim

Daha önce geçtiği gibi zemmi kerih görmekteki illet, medhi sevmekteki illetin zıddıdır. Bu bakımdan bunun tedavisi de ondan anlaşılır. Burada sözün özü şudur: Seni zemmeden bir kişi üç durumdan hali değildir: Ya dediğinde doğrudur ve söylediğiyle nasihat etmiştir veya dediğinde doğrudur, fakat gayesi sana eziyet vermek ve sana karşı taannüd etmektir veya yalancıdır.

Eğer doğru söylüyor ve gayesi de nasihat ise, onu zemmetmen, ona kızman ve seni tenkid etti diye ondan nefret etmen uygun değildir. Aksine onun minnetini kabul etmen gerekir; zira sana ayıplarını hediye eden bir kimse tehlikeden sakınasın diye seni uyarmıştır. Bu bakımdan onunla sevinmen gerekir. Eğer kudretin varsa, o kötü sıfatı nefsinden söküp atmakla meşgul olmalısın.

12.Övmek ve Yermek Karşısında İnsanların Farklı Tavırları

  • nesim

Övgü ve yergiye nisbeten halkın dört hali vardır:
Birinci Hâl: Övgüyle sevinmek, medhedene teşekkür etmek, yergiden nefret etmek, zemmedenden nefret etmek, ona karşılık vermek veya karşılık vermeyi sevmektir. Halkın çoğunun durumu budur. Bu durumda günah derecelerinin en sonuncusu budur.

İkinci Hâl: Kötüleyen kişiye içinden kırılmaktır. Fakat ona karşılık vermekten âzalarını ve dilini tutar, içi medhedene karşı sevinçle dolar. Fakat onu izhar etmekten, dilini ve âzalarını korur. Böyle yapmak da her ne kadar bir önceki duruma göre kemâl ise de esasında eksikliktir.

İKİNCİ BÖLÜM "İbadetle Makam ve Mevki Talep Etmek"

  • nesim

İbadetle Makam ve Mevki Talep Etmek
Böyle yapmak, riyânın ta kendisidir. Bu bölümde, riyanın zemmi, hakikati, riyanın âleti, riyanın dereceleri, gizli riya, ameli yakan ve yakmayan riya, riyanın ilacı, ibâdetlerin açıktan yapılmasındaki ve günahların gizlenmesindeki ruhsat, âfet ve riyanın korkusundan terk edilen ibâdetler, halkın görmesi sebebiyle kulun ibâdetlere dalmasını sağlayan doğru olan ve olmayan çaba, ibâdetten sonra ve ibâdetten önce mürîd (Allah'ı irade eden) için yapılması farz olanın beyan ve , belirtilmesinden meydana gelmiştir. Bu bölüm on fasıldır. Tevfik Allah'tandır.