2006 yılı Temmuz ayı konuları

Seks Bağımlılığı

  • imdat sezer

Balıklı Rum Hastanesi Klinik Şefi Psikiyatrist Dr. Özkan Pektaş, özellikle gelişmekte olan ülkelerde sık karşılaşılan seks hastalığıyla ilgili sorularımızı yanıtladı...

* Seks yapmadan duramamak bir hastalık mıdır? Son yıllarda bu şikayetler ile ruh hekimlerine başvuruların olması dikkati çekiyor. 'Seks bağımlılığı' olarak adlandırılan bu durum henüz tam anlamı ile anlaşılmış olmamakla birlikte, bilimsel kitaplara konu olmakta ve bu konuda bilgiler verilmektedir. Seks bağımlılığında kişinin zihni uğraşı, tamamen cinsel doyum bulabilmek, cinsel ilişkiye girmek ya da cinsel uyarılar içinde olmaktır. Sık mastürbasyon yapar, aynı alkol ya da madde bağımlılığında olduğu gibi, aradığını bulamadığında sıkıntılı, sinirli ve yoksunluk içindedir.

Gizli dini nikah yaptırmak doğru olur mu?

  • imdat sezer

Zaman zaman kapıldığı öfkelerle pişman olacağı şeyler yapan bir adam Efendimize gelerek sormuştu:

– Beni Cennete götürecek bir iş haber ver ki onu yapayım da Cennete gideyim!

Efendimizin cevabı çok kısa ve net oldu.:

– Öfkeni yen, öfkene uyma, sana yeter!

Evet, öfke basite alınacak bir hal değildir. Nitekim öfkesini yenemeyen adam, tetiğe basar; bir insanı gözünü kırpmadan öldürüverir. Bundan sonrası ise ömür boyu pişmanlıktır...

Öfkenin bu türlü sonucundan dolayıdır ki Efendimiz sık sık ikazlarda bulunur:

– Öfkene uyma, öfkeni yen, öfkeni yut, öfkeye götüren tahrikten uzak dur, şayet cennete götürecek bir amel sahibi olmak istiyorsan!. diyerek çevresine uyarılarda bulunmuştur.

Zamandan söz ediyorlar

  • Hayalbekçisi

Bana zamandan söz ediyorlar
gelip size zamandan söz ederler
yaraları nasıl sardığından,
ya da her şeye nasıl iyi geldiğinden.

Zamanla ilgili
bütün atasözleri gündeme gelir yeniden.
Hepsini bilirsiniz zaten,
bir işe yaramadığını bildiğiniz gibi.
dahası onalar da bilirler.
ama yine de güç verir bazı sözler, sözcükler,
öyle düşünürler.

Bittiğine kendini inandirmak,
Ayrılığın gerçeğine katlanmak,
Sırtınızdaki hançeri çıkartmak,
Yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle yeniden karşılaşmak
kolay değildir elbet.
Kolay değildir
bunlarla baş etmek, uğruna içinizi öldürmek.
zaman alır.

Zaman,
alır sizden bunların yükünü
o boşluk dolar elbet,
yaralar kabuk bağlar,
sızılar diner, acılar dibe çöker.
hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir.
bir yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir.
o boşluk doldu sanırsınız
oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir

Aşk Merhamet İster..

  • Hayalbekçisi

Aşk tutkuların kavruldugu çöl gibi yakar yüreği,
denizlerin bilinmez yerlerine gizlenmiş girdaplar gibi
çeker insanı içine. Aşkta sormak yoktur, cevap aramak
yoktur. Bu yüzden aşk gönüllü bir körlüktür.

Aşk yavan bir sevgi değildir, kuru birkaç söz hiç
olamaz. Birkaç yapmacık kelimenin arkasına sığınmış
ürkek bir gölge durumuna hiç düşmemeli.

Aşk bazıları için tabudur. Konuşulması,
düşünülmesi, arzulanmasi yasak olan. Bazıları için
alelade halk pazarında satılan yapma bir çiçeğe
benzer. Bu sebeple kimileri aşkı ulaşılmayacak bir
kızıl elma olarak yazmışlardır kafalarına. Kimileri
için sıradandır, herkes aşık olabilir. Öyle değildir
aslında her seven aşık her sevilen maşuk olamaz.
Aşk bu yüzden yürek ister

Aşk Anadolu'da el tezgahında ilmek ilme
dokunan kilim gibidir. Kilimi ortaya çikarmak için her
gün bıkmadan usanmadan ilmek atmak ister. Aşkta yarına

Evlilik Rehberi

  • imdat sezer

Evlilik bilgileri, Müslümanların yazdığı yazılardan değil de piyasadaki dinsizlerin yazdığı kitaplardan öğrenilirse, bunlar dini ölçülere göre hazırlanmadığı için hatta dini yıkmak, hayayı yok etmek gayesiyle yazıldığı için insan yanlış yola girmiş olur.

Evlenmek isteyenler, eşlerinin dinimizin bildirdiği ahlâka sahip olmalarına önem vermelidir. Dış görünüşe aldanıp da yanlış karar vermekten sakınmalıdır. Çünkü evlilik hayatına başladıktan sonra, geri dönmek zordur ve kötü huylu kimsenin, bundan sonra düzeltilmesi de kolay değildir.

GÖZÜ HARÂMLARDAN MUHÂFAZA ETMEK

  • imdat sezer

Harama bakmak, günâh kapilarini açar. Cenâb-i Hak (meâlen) “Habîbim mü’min erkeklere söyle gözlerini (haramdan) sakinsinlar ve irzlarini da korusunlar. Bu kendileri için daha temizdir. Süphesiz Hz. Allâh yapmakta olduklarinizdan haberdârdir.” (Sûre-i Nûr, 30. âyet) buyurmaktadir.

Ismâil Hakki Bursevî (k.s.) “Zinâya yaklasmayin, çünkü o pek çirkindir ve kötü bir yoldur.’’ meâlindeki Sûre-i Isrâ’nin 32. âyet-i kerîmesini söyle tefsir ediyorlar: “Zinâya yaklasmayin demek, zinânin öncülerinden olan sehvet ile harama bakmayin...” demektir.

Mutluluğunuz Başkalarının Mutsuzluğu Olmamalı...

  • hayat

Bir ülke varmış eskiden. Ve bu ülkede hiç ama hiç kırmızı gül yokmuş, bütün güller beyaz renkteymiş. Bir de birbirini çok seven bir kız ve bir delikanlı varmış... Birbirlerine çok yakışıyorlarmıs. Kız çok güzel delikanlı ise çok yakışıklıymıs. Delikanlı bu kız için her şeyi yaparmıs. Kız ise bir şart koymuş ortaya:

"Bana kırmızı renkte bir gül getirirsen seninle evlenirim".

MUTLU BİR YUVA KURMAK İSTEYENLERE...

  • imdat sezer

Dr. Yusuf Karaçay

“İçinizden bekâr olanları evlendirin” mealindeki âyeti bizim arkadaşlar “Evlenmeyi düşünenlere yol gösterecek bir yazı yayınlayın” diye de tefsir ettikleri için, hayli zamandır sıkıştırıyorlardı beni. Ve, evlilik hazırlığı yapan gençlerin çeyizinde bulunsun diye tavsiyelerimi kaleme aldım. Yazdıklarım kişisel fikirlerim sayılmaz; çoğu terapistin de katılacağı tavsiyelerdir bunlar.

Şanslı olduğunuzu da bilin. Bizim zamanımızda bu konularda pek konuşulmaz, fikir verilmezdi. Evli-barklı, olgun-oturaklı abilerimiz hep çok daha mühim mevzuları anlatır, bu konuya gelince susarlardı. Dinî dergilerde de yer almazdı bu konular, gençlerin zihni dağılmasın(!) diye. Öyle olunca da biz fısır fısır konuşurduk aramızda: “Evlensek mi acaba? Nasıl biriyle evlensek?” “Hoşlandığım bir kız var ama namaz kılmıyor, problem olur mu dersin?” “Büyüklerimin bulacağı bir kızla evlensem mutlu olur muyum sence?”

Gayri ciddi 'Dini nikah' ya da madalyonun öteki yüzü

  • imdat sezer

Aşağıda bir bayan ziyaretçimizin mağdur duruma düştüğü ve başından geçen bir hadiseyi onun cümleleriyle paylaşağız. Gönül verdiği bir genç ve onunla ailesinden gizli olarak kıydıkları dini nikah sonrası yaşadıklarını hep beraber şahit olacağız:

"Merabalar.

Size yaşadıklarımı anlatmak istiyorum bu birkaç insan için ders olsa bile ne mutlu benim adıma.Yaklaşık bir sene önce tanışmıştık.Ben şuan bir tıp dalında masterımı bitirmek üzereyim.Bir yerde karşılaştık bende onu beğenmiştim oda beni ve benimle tanışmaya geldi bende tanıştım.Ozaman memleketime tatile gitmiştim ertesi gün okuduğum şehre geri döndüm.Onunla telefonda konuşmaya başladık.

Hanıma Nasıl Davranmalı?

  • YineBiGulnihal

İslâm âlimlerinden, " Hasen Fehmî Efendi",Âile seâdeti bâbında şöyle derdi:

"Güzel huylu " olmalı bir erkek hanımına.Şefkat ve muhabbetle davranmalı hep ona.Ev içinde, dâimâ " Güler yüzlü" olmalı.Ona karşı yumuşak ve nâzik davranmalı.Önce selâm vermeli, girince eve erkek.

Hatırını sormalı, hem ( Nasılsın?) diyerek.Neş'esiz, üzüntülü görürse onu eğer,Tesellî eylemeli söyleyip güzel şeyler.

Onu "Çok sevdiğini " bildirmeli kendine.İştirak etmelidir sevincine,derdine.
Ağır ve zor işleri, meselâ çarşı pazar,İşlerini, hanıma yaptırmamalı zinhâr.


Kolaylık göstermeli ona ev işlerinde.
Ve yardım etmelidir, çocuk terbiyesinde.
Yemede, giyinmede, imkânı varsa şâyet,İyisini almaya etmeli sa'y-ü gayret.


Onu, hiç bir sûrette aslâ dövmemelidir.Dövmek değil, "Sert " bile, hiç söylememelidir.
Resûlullah buyurdu: ( Eşini dövse bir zât,Bilsin ki, dâvâcısı mahşerde benim bizzât.)

El İle Doyum - Masturbasyon - İstimna

  • Hüseyin Hare

Masturbasyon,el ile tatmin denen bu olay, kişinin cinsel organı ile oynamak suretiyle doyuma gitmesidir. Bu adet genellikle 13-15 yaşlarındaki erkek ve kızlarda görülür. Değişik sebeplerle bu yaşın üzerindekilerde daha az görüldüğü ileri sürülmektedir.

Cinsel organın el veye ne olursa olsun, herhangi bir cisme sürtünmesi veya göğüslerinde yahut göğüs uçlarında ve diğer cinsel bölgelerde sıkıştırma ve benzeri baskılarlayapılan bir uygulamadır. Maksat orgazm olmaktır.

İslam alimlerinin bazıları evlilik dışı her türlü cinsel doyumu haram saymışlardır. Delil olarak da şu ayetleri göstermişlerdir:

Evliliğin ilk yılları

  • imdat sezer

Evliliğin ilk günlerinden itibaren eşler kendi aileleriyle yeni kurdukları yuva arasında ne kadar uyumlu bir denge kurmuşlarsa evlilik müessesesi de o kadar sağlam temeller üzerine oturur.


Genellikle evliliğin ilk yılları evliliğin gidişatı açısından çok önemlidir. Bilimsel çalışmalar da evliliğin ilk yıllarının ailenin temelini oluşturması açısından önemli olduğunu göstermektedir. Evlilik ekonomik, duygusal, sosyal, fikrî, pek çok yönü içine aldığından eşlerin bu konulardaki değerleri, kalıplaşmış düşünceleri açısından ilk yıllar bir uyum dönemidir ve bazıları için zor geçebilir. Bu uyum döneminde her iki tarafın ailesi önemli rol oynarlar. Aile, kişinin hayata bakışında davranışlarında sahip olduğu değerlerin ve kalıplaşmış düşüncelerin 1. dereceden belirleyicisidir. Kişinin düşünce yapısında hayat felsefesinde arkadaşlarının, aldığı eğitimin, okuduğu kitapların etkisi olsa da en etkili kaynak ailedir.

Bir kayınpeder, bir damat ve gelin

  • hayat

Bir kayınpeder, bir damat ve gelin: Efendimiz, Hz. Ali, Hz. Fatıma

Peygamber Efendimiz, damadı Hz. Ali’ye evlenme giderleri, mehir ve düğün harcamaları hususunda son derecek anlayışlı davranmıştır.

Bir ailenin asgari ihtiyaçları karşılanmış; yuvanın kurulmasında mütevazı bir anlayış sergilenmiştir. Bu durum ailelerin evlenecek gençlere maddi ve manevi anlamda destek olmaları ve ihtiyaçlarını karşılamaları hususunda orta bir yolu izlemeleri gerektiğini göstermektedir. Örneğin Hz. Ali’nin, Rasulullah’ın kızı Fatıma’ya çeyiz olarak aldığı eşyaları şu şekilde bildiriliyor: Kadife kumaş, su kabı ve kenarları süslü yastık... Ayrıca Hz. Ali’nin verdiği mehirlerle bir sedir, bir yün yatak, bir hurma lifi minderi, bir kilim, bir yatak örtüsü, bir su kabı, bir takım elbise alındı. (Nesai, Sünen, 81)

CİNSEL İLİŞKİDE HARAMLAR - HELÂLLER

  • imdat sezer

Bu konu başlıbaşına bir kitap ve araştırma konusu olduğundan, biz bu mevzuda söylenmesi gerekenlerin tümünü söylemeye çalışmayacak, bazı tereddütlü ya da önemli noktalara deginmekle yetinecegiz.

Bu konuda hiç unutulmaması gereken en önemli nokta, insanın yaradılış gayesidir. Insan Allah'ın yüceligi karşısında kendi güçsüzlügünü kabullenmesi ve her hareketini Allah'a kulluk olarak yapması için yaratılmış bir varlıktır. Öyleyse yemesi, giymesi yatması ve kalkması gibi, cinsel ilişkisi de ibâdet olarak yapılmalıdır. Haramdan sakınmak, Allah'ın nimetinden helâl olarak yararlanmak, yapacağı hayırlı işler için fikrini meşgul eden cinsel arzuyu, sağlam düşünebilmek için gidermek, koca karının, karı da kocanın hakkını ödemek ve en önemlisi müslüman nesli yetiştirmek amacıyla yapılan meşru bir cinsel ilişki ibâdettir ve insana aldığı zevkler yanında sevap da kazandırır. "Kişinin zevkini yaşamasında hiç sevap olur mu ?" diye soran sahabiye Allah Rasûlü Efendimiz; "O suyu haram bir yere akıtsaydı, günah olmayacak mı idi? Öyleyse helâlından akıtması da sevaptır" buyurmuştur.(Müslim, zekât 52; Ebû Dâvûd, tatavvu' 12; edep 160; Müsned V/167,168.)