22 Eylul 2006 tarihli konular

SAHABİ, ALİM ve MUTASAVVUFLARIN GIDALARIN HELAL VE HARAMLIĞI İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER

  • imdat sezer

Gidalarin helal ve haram olma keyfiyetleri ile insan hayatindaki yeri konusunda bazi sahabe, mutasavvuf ve alimlerin görüslerini de asagida belirtmeyi faydali gördük.

Derler ki : Bir gün birisi Hz. Ebu Bekir (r.a)’ e süt getirir verir. O da elinden alir ve içer. Adem, Hz. Ebu Bekir (r.a)’ e : “Bundan evvel size getirdiklerim hakkinda sorusturma yapar ondan sonra alirdiniz. Bunun için bir sey sormadan alip gittiniz.” Deyince Hz. Ebu Bekir (r.a)


-O halde bu sütün hikayesi nedir anlat.

HELÂL VE HARAM YEMENİN MANEVİYATA ETKİSİ

  • imdat sezer

Mevlâna Celaleddin Rumî Hazretleri Mesnevi-i Şerif’te beyan buyurmuştur ki: İnsanın ruhunu emziren iki ana vardır: Melek ve şeytan... Elbette meleğin de şeytanın da sütü olmaz. Bundan maksat, onların vasfına uygun olan sıfatlardır ve mecazidir.

Melek kimin ruhunu emzirirse, o helâl kazanca ulaşır. Şehvet ve gazap gibi hayvanî kuvvetleri takviye eden gıdayı emziren de şeytandır. Gazap geldiğinde, mümin insanın aklının üçte ikisi gider.

Gıdası haram olanın ameli çirkin olur. Kimin ruhunu da melek emzirir ve kalbine yoldaş olursa, o kimse ibadet ve taata ulaşır, halim-selim olur adeta melekleşir.

Hz. ÖMER'in Oğluna Nasihatı

  • imdat sezer

Sana Allah'tan korkmanı tavsiye ediyorum. Kim Allah'tan Korkarsa, Allah onu korur.
Kim Ona tevekkül ederse Allah ona yeterlidir.

Kim Ona borç verirse, Allah onu mükafatlandırır. Kim Ona şükrederse , Allah ona daha da çok verir. Takva gözünün önünde dursun. Amelinin direği, kalbinin cilası olsun. Niyeti olmayan iyiliğin sevabı, iyilik yapmayanın malı ve eski elbisesi olmayanın yeni elbisesi yoktur.

Şiddetli hesaba çekilmeden önce kendini geniş zamanda hesaba çekmen gerekir. Kim geniş zamanda kendini hesaba çekerse, onun sonu rızaya uygun olur. Kimi de hayatı ve kötülükleri bundan alı koyarsa sonu zarar ve pişmanlık olur.

Hayal Kırıklıkları

  • Nisan Yagmuru

Hepimizin hayatında hayal kırıklıkları vardır... Yaşadığımız büyük hayal kırıklıkları... O korkunç gerçekle yüzleştiğimiz anlar… En çok da ilişkilerimizde yaşadığımız hayal kırıklıkları acıtır canımızı…

Ulaşmaya çalıştığın şeyin aslında o şey olmadığını, yıllarını boşa verdiğini anlamak gibi...

Bir şarkıyı söylerken birden artık o şarkıyı kimsenin hatırlamadığını anlamak gibi...

Hayaline dokunup onunla sevişememek gibi...

Bir gece uyanıp yanındaki adama tüylerin ürpererek bakmak gibi...

Ya da sen ona çok alıştığını farkettiğinde onun ‘büyü bitti’ demesi gibi...

Bir adım atabilsen herşey değişeceğini çözdüğün anda artık yürüyemediğini anlamak gibi...

Aniden herkesin içinde birine aşık olduğunu belli eden bir laf ettiğinde herkesle birlikte onunda gülmesi gibi...

Ya da hayatının aşkının gözünün ucunda bir damla olarak durması gibi..

Aşık olduğuna pişman olmak ama bir türlü tüketememek gibi...

Ya da yıllardır baktığın aynanın camının kırık olduğunu anlamak gibi...

Sanal Hayatlar

  • hayat

Kolay hayat ister olduk kolay... Sevgimizi, aşkımızı bile kolay yaşamak istiyoruz.. Bizi yormasın, zorlamasın, başımıza bela olmasın... İstediğimiz zaman olsun, onun dışında yok olsun.. Bir kumandanın ucunda olsun herşey, bir bilgisayarın düğmesinde, bir telefonun tuşlarında... Ulaşmak, yaşatmak, canlandırmak, hissetmek için çaba harcamayalım...

Sanal dünya giriverdi hayatımıza tam da bu günlerde, çok da işimize geldi. Sanal alemin, sanal insanları olduk hemen. Duygularımızdan korkar olduk... Hissetmek yok... Herşey bir yalan... Sanal alem değeri yok...

Düşünemedik ki kablonun diğer ucunda gerçek insanlar oturuyor...

dokunmaya
hissetmeye
göz göze gelmeye korkar olduk...
bir bilgisayar, bir msn, bir kamera herşey tamam...
İnsan başka ne isterki...

Böylesi daha güzel, sanal bir gerçeklikte sorumluluk duygusu yok, bağlanma yok, hesap vermek yok deyiverdik... Canın isterse varsın, istemezse yok... Ne güzel, tam bu çağın insanına göre...