13 Ocak 2007 tarihli konular

Safâ ve Merve Arasında Sa'y

  • katip

Bu tıpkı pâdişahın sarayına zaman zaman gelip hizmetkârlığının gereğini yapmak ve padişahın kendisine marhemetle muamelede bulunmasını isteyen bir kulun hareketine benzer. Durumu tıpkı pâdişahın huzuruna girip pâdişahın kendisine, ne gibi muamele yapacağını, kendisini kabul mü yoksa red mi edeceğini bilmediği halde o huzurdan çıkan bir kimsenin durumuna benzemektedir. Böyle bir kimse, zaman zaman sarayın kapısına gelir, birisinde olmasa, belki ikincisinde padişah kendisine rahmet edecektir ümidinde bulunur. Senin de bu ruh ve ümidi taşıman gerekmektedir.

Arafat'ta Vakfe

  • katip

Oradaki insanların izdihamı, seslerinin yükselmesi, çeşitli dillerin bulunması ve her grubun Meş'arlara (ibadet yeri) gidip gelirken imamlarına ve delillerine tâbî olması ve onlara uyması ile kıyâmet arasâtmı ve oradaki peygamber ve imamlarıyla toplanan ümmetleri ve her ümmetin peygamberinin arkasında gidişini ve her ümmetin peygamberlerinin şefaatini ummasını ve orada red ve kabul arasında mütehayyir ve şaşkın bulunduklarını hatırlamalıdır. Bunları hatırladığın zaman,Allah Teâlâ'dan ısrarla rahmete mazhar olmuş ve zafer kazanmış kimselerle bareber seni haşretmesini talep eyle. Şerefli bir makamda bulunduğun için bu talebinin kabulüne kesin gözüyle bakmalısın. Zira Allah Teâlâ'nın rahmeti ilâhîsi yeryüzünün kazıkları mesabesinde bulunan aziz kalpler vasıtasıyla bütün insanlara ulaşır. Arafat vakfesi, ebdal ve evtad denilen Allah'ın sevgili kullarından sâlihler ve iyi kalp sahiplerinden boş kalmaz.

Şeytan Taşlamak

  • katip

Onunla kulluğunu ilân etmek sûretiyle Allah Teâlâ'ya itâat ettiğini kastetmelisin. Akıl ve nefsin payı olmaksızın sadece Allah Teâlâ'nın mücerred emrine uyduğun için, bunu yaptığına niyet etmelisin. Sonra bu taşları atmak sûretiyle, Hz. İbrahim'e (a.s) benzediğini düşünmelisin. Çünkü iblis o yerde İbrahim'in (a.s) kalbine vesvese vermek, haccını şüpheye düşürmek ve mâsiyyet hususunda fitnelendirmek gayesiyle görünmüştür. Bunun üzerine Allah Teâlâ, İblis'i kovmak ve ümitlerini kesmek için İbrahim kuluna onu taşlamasını emretmiştir:

Eğer kalbine 'Şeytan, Hz. İbrahim'e göründüğü için, Hz. İbrahim ona taş attı. Bana ise şeytan görünmüyor ki ona taş atayım' şeklinde bir vesvese gelirse bilmiş ol ki, bu vesvese şeytandan gelmektedir ve senin kalbine, taş atmak azmini kırmak için bu vesveseyi ilkâ eden de şeytandır. Şeytan sana bu fiilin faydasız ve mânâsız olduğunu düşündürür, Bu işin oyun gibi birşey olduğunu, bununla meşgul olmamanı telkin eder. Bu nedenle sen onun burnunu kırmak için taş atışında gayet ciddî ve samimi ol. Bu sûretle de onu kov ve bil ki, zâhirde taşları o çukurlara atmaktasın. Hakikatte ise, attığın taşlar şeytanın yüzüne çarpmaktadır ve o taşları atmak sûretiyle şeytanın belini kırmış oluyorsun. Çünkü şeytanın beli ancak Allah Teâlâ'nın emrini, onun emri olduğu için, yerine getirmek, nefsin ve aklın o emri yerine getirmekte payı var mıdır diye düşünmemek sûretiyle kırılabilir.

Kurban Kesmek

  • katip

Allah'ın emrine uymakta ona bir yakınlık vardır. Bu bakımdan en iyi kurbanı kesmeye dikkat et ve kurbanın her parçasıyla Allah Teâlâ'nın senin bir parçanı ateşten âzad edeceğini ümit et.89 Çünkü va'd bu şekilde vârid olmuştur. Bunun için kurbanın büyüklüğü ve parçalarının çokluğu nisbetinde ateşten âzâd edilirsin.

Medine'yi Ziyaret

  • katip

Medine'nin evlerini gördüğün zaman, derhal şunu hatırlamalısın ki, Allah Teâlâ bu beldeyi peygamber-i zişânı Hz. Muhammed (s.a) için seçmiştir ve Rasûlü'nün hicretini de oraya münâsip görmüştür. Medine öyle bir yerdir ki, Hz. Peygamber orada rabbinin farz olan emirlerini ve kendisinin de sünnetlerini ilân etmiş ve oradan düşmanlarına savaş ilân etmiştir ve yine orada dinini ölünceye kadar öğretmeye devam etmiştir. Sonra gerek kendisinin ve gerekse kendisinden sonra hakkı ilân eden iki halifesinin mezarları da oradadır. Bütün bunları
hatırladıktan sonra Hz. Peygamberin, Medine'de gezerken yere bastığı mübarek ayağını ve onların yerlerini görüyor gibi düşünerek ve edebe bürünerek gezmelisin. Belki de her attığın adım Rasûlüllah'ın mübarek adımlarının yerleridir ve her attığın adım, mutlaka onun çiğnediği toprak üzerinde olmaktadır. Bu bakımdan sükûnetle, vekar ve edeble gezmelisin.

Rasûlullah'ı Ziyaret

  • katip

Daha önce dediğimiz gibi, onun huzur-u saâdetinde durman ve onu diri iken ziyaret ettiğin gibi, ziyaret etmen en uygun bir harekettir. Eğer sağ olsaydı onun şahsına ne kadar yaklaşabiliyorsan, kabrine de o kadar yaklaşmalısın. Nasıl ki onun şahsına temas etmek ve onun bedenini öpmek hürmetsizlik olduğu için, onun huzurunda biraz uzakta durup onun emrini yerine getirmeye hazır bir vaziyette durmak gerektiği gibi, şu anda da öyle yapman lâzımdır. Zira mezarı kucaklamak ve öpmek hristiyanların ve yahudilerin âdetidir. Rasûlullah senin orada hazır bulunduğunu, orada ziyaretçi olduğunu bilmektedir. Ona verdiğin selâm ve getirdiğin salâvat-ı şerîfeler kendisine aynı anda yetişir. Bu bakımdan onun mübârek suretini hayalinde canlandır. Mezarında oturduğunu ve senir: hareketlerini seyrettiğini hayâline getir. Onun büyük rütbesini kalbinde yaşat.