20 Ocak 2007 tarihli konular

MUTLU OLMAK İÇİN PARA GEREKLİ Mİ?

  • NaTuraL

İNSANDA doğuştan mülkiyet duygusu yoktur. Çocuk hoşuna giden, ihtiyaç duyduğu şeyi kendine mâl etmek ister. Olgunlaşma süreci içerisinde kendisi ve diğer insanlar arasında sınır çizmeyi öğrenir.





Bir çocukta para sosyalleşme aracıdır. 10 yaşına gelen bir çocukta para biriktirme ve akıllıca kullanma alışkanlığı kazandırılmalıdır. Çocukluk dönemlerinde parayı yönetmeyi öğrenmek ileri yaşlarda insan para ilişkisinde ve sorumluluk duygusu gelişiminde önemli rol oynar.





“Param varsa ben varım” düşüncesi:

Allah'ın fiillerini bilmek

  • katip

I. Esas: Kulların Fiilleri Allah'ın Yaratmasıyladır
Kâinatta ne kadar hâdis varsa, cümlesinin, Allah'ın fiili, yaratması ve icadı olduğunu bilmektir. Allah'tan başka yaratıcının olmadığına ve icat edicinin ancak O olduğuna iman etmek gerekir. Allah Teâlâ mahlûkâtı yaratmış, onlara istediği şekli vermiş ve kendilerine hareket lütfetmiştir. Kulların bütün fiilleri O'nun mahlûkudur ve hepsi O'nun kudretine bağlıdır. Şu âyetleri tasdik etmiş olmak için bu şekilde inanmak zarureti vardır:
Allah Teâlâ herşeyin yaratıcısıdır ve O herşeyi bilir.

Sem'iyât (naklî deliller) ve Rasûlullah'ın haber verdiği şeyleri tasdik ve doğrulamak

  • katip

I. Esas: Haşr ve Neşr
Bu esas, haşr ve neşr hakkındadır.37 Haşr ve neşr hakkında şeriat (Allah'ın nizamı) vârid olmuştur. Şeriat ise haktır; binaena-leyh haşr ve neşri doğrulamak herkese vaciptir. Çünkü, haşr ve neşrin mümkinâttan olduğu aklen de sabittir. Haşr ve neşr'in mânâsı ölümden sonra iade olunmak ve diriltmek demektir. Diriltmek, tıpkı başlangıçtaki yaratmak gibi Allah'ın kudretine dâhildir.

De ki: 'Onları ilk defa yaratan diriltir ve O, her yaratılanı, tamamıyla bilir'.(Yâsin/79)

Bu ayetle Allah, yaratılışın başlangıcını, yeniden dirilişin delili olarak göstermektedir.

Geceyi Taksim Yolları

  • hureyre

Miktar bakımından geceleri ihyâ etmenin yedi mertebesi vardır:
1.Bütün Geceyi İhyâ Etmek
Böyle yapmak, sadece Allah'ın ibadetine tecerrüd eden ve münâcâatından lezzet alan, imanı kuvvetli olan kimselerin kârıdır. Bu kimselere bu şekilde ibadet etmek, ruhlarına gıda ve kalplerine hayat olur. Bunlar, ibadetin uzunluğundan yorulmazlar. Uykuyu ise, halkın meşgul bulunduğu gündüze naklederler. Bu tarzda ibâdet yapmak, selef-i sâlihînden bir cemaatin yolu idi. Bunlar sabah namazını yatsı namazının abdesti ile kılarlardı.
Ebu Tâlib el-Mekkî şöyle anlatır: Tevatür ve iştihar yoluyla tâbiinden kırk kişinin böyle yaptığı rivayet edilmiştir. Hattâ bu kırk kişinin içinden bu şekilde kırk sene devam edenleri bile vardır'.

Faziletli Geceler ve Günler

  • hureyre

Geceler

Fazla faziletle donatılmış ve ihyâ edilmesi daha güzel ve faydalı olan geceler, bütün senede onbeş gecedir. Allah'ın cemâlini arayan bir müridin bu gecelerden gâfil olması güzel bir hareket değildir. Çünkü bu geceler hayırların mevsimi ve ticaretlerin de tanzim edildiği zamandır. Tâcir bir kimse mevsimlerin değerlendirmesinden gâfil olduğu zaman, kâr edemeyeceği gibi, mürid de vakitlerin faziletlerinden gâfil bulunduğu zaman zaferi elde edemez.
Bu gecelerin altısı Ramazan ayındadır. Beşi, son on günün tek gecelerindedir. Zira, son on günün tek gecelerinde Kadir gecesi aranmalıdır, altıncısı ise Ramazan-ı şerifin onyedinci gecesidir. Bu gece öyle bir gecedir ki sabahında Kur'an inmiş ve iki ordu karşı karşıya gelmiştir. Bedir muharebesi de bugün de olmuştur.

Allah'tan istemenin esası, usulü ve âdâbı

  • NaTuraL

“Yalnız sana kulluk eder, yalnız senden yardım isteriz.” (1:4)





Fatiha’da bize kıldığımız namazların her rekatında tekrarlatılan bu tevhidi ilke, şöyle de Türkçeleştirilebilir: “Yalnız sana kulluk ederiz, zira yalnız senden yardım isteriz.” Yani biz, kulluğumuzu kime hasrediyorsak, yardımı da O’ndan isteriz.




İnsanca var olmak, dua etmektir.






Onun için Kur’an öyle der: “Eğer duanız olmasaydı, Rabbinizin ne işine yarardınız!”




Bu ayete bakarak diyebiliriz ki: İnsan, dua etmek için yaratıldı. İnsanın Allah karşısındaki esas duruşu, dua halidir. Namaz anlamına gelen salât, aynı zamanda “dua” demektir. Hayatın namazla donatılması, hayatın günde beş kez duayla donatılmasıdır. Günün eklem yerlerine duanın yerleştirilmesidir.

İman, İslâm ve Bu İki Terim Arasındaki Birleşme ve Ayrılma, İman ile İlgili Artma ve Eksilme

  • katip

Bu bölümde üç mesele vardır:
I. Mesele
Alimler İslâm, imanın aynısı mıdır, gayrisi mıdır? Gayrisi ise imandan ayrılıp tek başına var olabilir mi? Yoksa imana bağlı ve ondan ayrılmaz mı? hususlarında ihtilâfa düşmüşlerdir.
Kimisi, iman ile İslâm'ın birşey olduğunu ve aynı anlama geldiğini söylemiştir. Başka bir kavle göre de iman ve İslâm, birleşmeyen, ayrı ayrı iki şeydir. Her birisi müstakildir ve kendi başına var olabilir. Diğer bir kavle göre ise iman ve İslâm ayrı şeylerdir, fakat her ikisi de birbirine bağlıdır.

Ebû Tâlib el-Mekkî, Kut'ul-Kulûb adlı eserinde bu konudaki uzun ve ihtilaflı beyanları nakletmektedir. Biz ise, süratle, dedikodulara bakmaksızın hakkı beyan etmeye başlayalım.

ŞEYTAN OTURUM AÇTI !!! (1)

  • NaTuraL

Bilgisayarin hayatimiza girmesiyle bazi insanlarin davranislarini,düsüncelerini, konusmalarini kisaca yasayayisini da bilgisayara göre degistirdigini görür olduk.

Televizyonu bilgisayardan seyretme,kur'an-ı, muzigi bilgisayardan dinleme, ezan saatlerini bilgisayar uyarisi ile ogrenme, evdeki esyalari bilgisayara gore duzenleme, bilgisayar vasitasiyla arkadas bulma ve muhabbet etme vs. vs. vs...

İslevi ve maharetleri acisindan bilgisayar hayatimizin bir parcasioldu. Bilgisayar o kadar “biz” oldu ki; aile okul ve arkadas hayatimizi degistirdi. Hele hele internette bağlıysa bilgisayar sorma gitsin. Bir curcuna ki anlatmakla bitmez. Her turlu (hayir,şer fark etmez) siteye giris imkani sagladigi gibi cikisi olmayan bir maceraya surukler insani aslinda.