2006 yılı Kasim ayı konuları

Allah’ın Dostu

  • Ali Enes

ALLAH, İbrahim Peygamber’i kendine dost seçtiği zaman, melekler sordular:

“Ey Rabbimiz! İbrahim Sana nasıl dost olabilir? Onu meşgûl eden nefsi, evladı ve ailesi vardır.”

Bu sual üzerine Allah, onlara şöyle buyurdu:

“Ben kulumun şekline ve malına değil, kalbine ve işlerine bakarım. Dostum İbrahim’in Benden başkasına hakiki mubahbeti yoktur, isterseniz onu tecrübe edin, deneyin.”

Böylece Melek Cebrail, insan görünüşüne bürünüp, İbrahim Peygamber’in yanına geldi. İbrahim Aleyhisselam, o sırada koyunlarını gütmekte idi. Onun pek çok koyunu vardı. Koyunlarını muhafaza için on iki çoban vazifeliydi. On iki tane de çoban köpeği vardı. O çoban köpeklerinin her birinin boynunda ise, altından kocaman birer tasma takılıydı. İbrahim Peygamber, dünya malına zerre kıymet vemediği için, o altın tasmaları köpeklerin boyunlarına asmıştı.

İki Makam Arasındaki Farkın Bir Misâl İle Beyanı

  • nesim

Kalbin acaip halleri duyuların idrâklerinin dışına taşmıştır. Çünkü kalp de hissin idrâkinin dışındadır. Duyularla idrâk edilmeyen birşeyi, anlayışlar ancak görünür bir misâl ile kavrayabilir. Biz de bunu zayıf anlayışlara iki misâl ile yakınlaştıracağız.

Birinci Misâl: Bir yerde kazılmış bir havuz düşünürsek, nehirlerden bu havuza su akma ihtimali vardır veya havuzun altından deşilip toprağı atmak sûretiyle suyun merkezine varıncaya kadar kazarsak havuzun altında suyun kaynaması ihtimali de vardır. Bu şekilde elde edilen su daha saf ve daha devamlıdır. Bazen de daha bol olur. İşte kalp havuza benzer, ilim de suya... Beş duyu da nehirlere... Bazen ilimleri, duyular vasıtasıyla kalbe gönderme imkânı vardır. Bazen de görünenlerden ibret alma vasıtasıyla kalbe gönderme imkânı vardır. Böylece kalp, ilimle dolar. Bu nehirleri halvete ve uzlete çekilmek, gözü kapatmak, temizleyerek kalbin derinleşmesini sağlamak, kalpten perdeleri kaldırmak sûretiyle kapatmak da mümkündür ki kalpte ilmin pınarları içten kaynasın!

Avukata "porno görüntü" davası

  • Sururi Bal

İstanbul'da bir ilköğretimde okuyan kız öğrencilerin porno fotoğraflarını çeken ve bilgisayardaki bu görüntüleri gösterdiği iddası üzerine avukata dava açıldı.

Kadırga İlköğretim Müdürü Alim Öztürk'ün polise yaptığı ihbarla ortaya çıkan olayda, Öztürk bazı kız öğrencilerin avukat olduğu belirlenen M. B. isimli şahsın cep telefonuyla kızların cinsel organlarının fotoğraflarını çektiğini iddia ederek savcılığa başvurdu.

İhbar üzerine harekete geçen polis ekipleri önce ilköğretim okulundaki bu duruma mağruz kız öğrencilerin ifadesini aldı. Kız öğrencileri M. B. ile kucağında taşıdığı bebekle parka geldiği sırada tanıştıklarını belirtti. Öğrencilerin bebeği sevmek istemesi üzerine M. B.'nin kendileriyle yakınlık kurduğunu belirten öğrenciler M. B.'nin parka sık sık geldiğini, kendilerine çeşitli hediyeler ve para verdiğini söyledi.

Mûtad Yolu Takip Etmeksizin ve Bir Öğrenme Olmaksızın Ehl-i Tasavvufun Marifet'i Elde Etmesinin Sahih Oluşuna Delâlet Ede

  • nesim

İlham yoluyla ve bilmediği bir yönden kalbe gelmek sûretiyle -az da olsa- kendisine birşey keşfolunan bir kimse, tasavvuf ehlinin yolunun doğru olduğunu bilen bir ârif olur. Hiç bir zaman nefsinde bunu idrâk etmeyen bir kimsenin kalben bunu tasdik etmesi uygundur. Çünkü buradaki marifet derecesi cidden pek nadirdir. Bunun hakikatine şer'î deliller, tecrübeler ve hikâyeler şahitlik etmektedirler. Şer'î delillere gelince, onlardan biri şu ayet-i celîledir:

Bize itâat uğrunda mücahede edenlere gelince, elbette biz onlara yollarımızı gösteririz.(Ankebût/69)

Bu nedenle öğrenmeksizin, ibadete devam etmekten ötürü kalpte oluşan her hikmet keşif ve ilham yoluyla olmuştur. Nitekim Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur

Şeytanın Kalbe Vesvese İle Tasallutu, Vesvese'nin Anlamı ve Galebe Çalmasının Sebebi

  • nesim

Söylediğimiz gibi kalp kurulmuş bir çadır gibidir ve birtakım kapıları vardır. Her kapısından kendisine durum ve haller gelir ve yine kalbin misâli hedefe benzer. Ona her taraftan oklar atılır veya kalp, dikilmiş bir aynaya benzer. O aynanın üzerinde çeşitli sûretler geçer. Bir sûretten sonra başka bir sûret görünür. O ayna bu geçen sûretlerden boş değildir veya bir havuzun sularına benzer. Çeşitli nehirlerden o havuza sular akar... Her durumda kalbe akan bu yeni yeni eserlerin giriş noktaları ya beş duyudan veya bâtındandır. Hayâ, şehvet, öfke ve insan mizacından oluşan şeylerdendir. Çünkü insanoğlu beş duyusuyla birşeyi idrâk ettiği zaman, o idrâk edilen şeyden kalpte bir eser oluşur. Böylece fazla yemekten veya mizacdaki bir kuvvetten dolayı şehvet kabardığı zaman onun kalpte bir etkisi olur. Her ne kadar kalp, hissettirmekten engellense de nefiste meydana gelen hayaller devamlı kalırlar. Hayal birşeyden diğer birşeye geçer. Hayalin geçişine göre, kalp de bir halden diğer bir hâle geçer. Maksat şudur; kalbin değişmesi ve etkilenmesi daima bu sebeplerdendir. Kalpte oluşan eserlerin en güzeli hatıralardır. Hatırat'tan gayemiz; kalpte meydana gelen fikir ve zikirlerdir. Bunlardan gayemiz; teceddüd veya tezekkür yoluyla gelen ilimlerdir. İşte bu ilimlere 'hâtırat' adı verilir. Çünkü bunlar, kalp onlardan gâfil olduktan sonra kalbe gelirler. İradeleri harekete getiren hatırat'tır. Çünkü niyet, azim ve irade ancak niyet edilen mânânın tamamının kalpte meydana gelmesinden sonra oluşur.

Şeytan'ın Kalbe Giriş Yolları

  • nesim

Kalbin misali, bir kalenin misaline benzer. Şeytan, kaleye girmek isteyen bir düşmandır. Onu kuşatıp sahip olmak ister. Kaleyi düşmandan korumak ancak kapılarını, giriş noktalarını ve kalede açılan delikleri korumak ve oralarda nöbet beklemek sûretiyle mümkündür. Kalenin kapılarını bilmeyen bir kimse, o kapıların nöbetçiliğini yapamaz. Bu bakımdan kalbi, şeytanın vesveselerinden korumak farzdır. Hem de her mükellef kulun üzerine farz-ı ayındır. İnsanın, sayesinde farza yetiştiği şey de farzdır. Şeytanı defetmeye insanoğlu ancak onun giriş noktalarını bilmekle muktedir olabilir. Bu bakımdan onun giriş noktalarının bilinmesi farzdır. Şeytanın giriş noktaları ve kapıları kulun sıfatlarıdır. Bu sıfatlar pek çoktur. Fakat biz kocaman yollar ve geçitler mesabesinde olan büyük yollarına işaret edeceğiz. O yollar ki binlerce askerin yürümesiyle dahi daralmaz. Bu bakımdan şeytanın büyük kapılarından biri gazap (öfke) ve şehvettir. Çünkü öfke, aklın kandırıcısı ve helâk edicisidir. Ne zaman aklın askeri zayıflarsa, şeytanın askeri hücuma geçer ve ne zaman insan öfkelenirse, şeytan onunla oynar, tıpkı çocukların topla oynadığı gibi...

Kulun,KalbinVesveselerinden, Himmet ve Hatıratından ve Maksudunun Hangi Kısımlarından Muâhaze Edilip-Edilemeyeceğinin iza

  • nesim

Bu konu, çözülmesi çok zor bir iştir. Bu hususta birtakım âyetler ve (zahirde) biri diğeriyle çarpışan haberler gelmiştir. Bu haberleri telif etmek ancak âlimlerin zekî ve ilimde râsih olanlarına kolaydır. Çünkü Hz. Peygamber'den şöyle rivayet edilir:

Ümmetimden, konuşmadıkları veya yapmadıkları takdirde, sadece düşündükleri kötülükler affedilmiştir.72

Ebu Hüreyre Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet eder:

Allah Teâlâ, koruyucu meleklere 'Benim kulum herhangi bir günahı işlemeye kast ve teşebbüs ederse, onu yazmayın. Eğer onu bilfiil işlerse, o zaman bir günah olarak yazın. Eğer kulum bir sevabı işlemeyi kast ve teşebbüs ettiği halde bilfiil işlememişse, onu bir hasene (bir sevap) olarak yazın. Eğer bilfiil işlerse, o vakit on sevap yazın' buyurur.73

Zikir Anında Vesveselerin Tamamen Yok Olup-Olmayacağı Meselesi

  • nesim

Kalpleri murakabe eden âlimler, kalbin sıfat ve acaipliklerine bakan müdekkikler bu meselede beş gruba ayrılmışlardır:

1.Bir grup şöyle dedi: Vesvese Allah'ın zikriyle kesilir. Çünkü

Hz. Peygamber (a.s) şöyle buyurmuştur.

Allah anıldığı zaman şeytan tahannüs eder.81 Tahannüs susmak demektir. Sanki şeytan susar!

2.Diğer bir grup 'Vesvese tamamen yok olmaz. Ancak kalpte tesiri olmaksızın cereyan eder. Çünkü kalp Allah'ın zikriyle kaplandığı zaman, vesvese ile müteessir olup etkilenmekten perdelenir. Tıpkı kendi himmet ve maksadıyla meşgul olan bir kimse

Hazret-i Ali'nin Oğluna Nasihatleri

  • Ali Enes

İyi insanların izini takip et

Ey oğul!

Benim bu vasiyetimden edineceğin şeylerin en hayırlısı, Allah'tan korkup Ona sığınmak, Onun sana farz kıldığı şeyleri yerine getirmek, ecdadının ve geçmiş iyi insanların izini takip etmektir.


Allah'a sığın

Ey oğul!

Her hususta önce Allah'a sığın, Ondan başarı dile. Seni şüpheye düşürecek veya bir kötülüğe itecek şeyleri terk et.

Kalbinin bütün kötülüklerden durulduğunu, fikirlerinin toplandığını ve tek arzunun hakikat olduğunu görünce sana söylediğim hususları düşünmeye başla.

Kalb'in Süratle Değişmesi, Sebat ve Bozulma Kısımlarında Kalb'in Taksimi

  • nesim

Daha önce de dediğimiz gibi kalp, zikrettiğimiz sıfatlarla çepe-çevre sarılıdır. Daha önce belirttiğimiz kapılardan kalbe eserler ve böylece çeşitli haller meydana gelir. Sanki daimî bir şekilde kalp, her taraftan kendisine ok yağdırılan bir hedeftir. Ona bir şey isabet edip o şey ile müteessir oldu mu o şeyin tam zıddı diğer bir taraftan kendisine isabet eder ve böylece sıfatı değişir. Eğer araya bir şeytan girip onu davet ederse, bir melek iner onu hevâ-i nefisten çevirir. Eğer bir şeytan onu herhangi bir şerre çekerse, başka bir şeytan da onu diğer bir şerre çeker. Eğer bir melek onu hayra çekerse, diğer bir melek onu diğer bir hayra çeker. Bu bakımdan kalp bazen iki melek arasında, bazen de iki şeytan arasında çekişme yeri olur. Bazen de melekle şeytan arasında çekişme yeri olur. Hiçbir zaman kalp rahat bırakılmaz ve ihmal edilmez! Allah Teâlâ şu ayetiyle buna işaret buyurmuştur:

Giriş

  • nesim

Tedbiriyle işleri evirip çeviren, herşeyi yerli yerine koyan, herşeyin sûretini en güzel şekilde yapan, insanın sûretini en güzel şekilde süsleyen, şekil ve miktarında eksiklik ve fazlalıktan onu koruyan Allah'a hamdolsun! O Allah ki, ahlâkların güzelleştirilmesini kulun ictihad ve çalışmasına havale etmiştir. Kulu korkutmak ve sakındırmak sûretiyle ahlâkın güzelleştirilmesine teşvik etmiştir. O Allah ki, tevfîkiyle iyi kullarına ahlâkın temizlenmesini kolaylaştırmıştır. Zor ve çetin işleri kolaylaştırmakla onlara minnet etmiştir. Salât ve selâm Allah'ın kulu, peygamberi, habîbi, safîsi, müjdecisi ve uyarıcısı olan Hz. Peygamber'in üzerine olsun! O Peygamber ki, peygamberliğin nûrları onun alnının kıvrımları arasından pırıl pırıl parlardı. Hakkın hakîkati onun hayâlinden ve zâhirinden görünürdü. Salât ve se-lâm onun âline ve ashâbına olsun! O âl ü ashâb ki, İslâm'ın yüzünü küfrün zulmet ve karanlıklarından tertemiz etmişler, bâtılın maddesini kökünden kazımışlardır. Bâtılın ne azı, ne de çoğuyla kirlenmemişlerdir.

Güzel Ahlâk'ın Fazileti ve Kötü Ahlâk'ın Zemmi Ayet ve Hadîsler

  • nesim

Allah Teâlâ, peygamberini ve habîbini, onu medh ve senâ ederek ve ona verdiği nimetlerini zikrederek şöyle buyurmuştur:

Gerçekten sen pek büyük bir ahlâk üzeresin! (Kâlem/4)
Âişe validemiz de şöyle der:

Hz. Peygamber'in ahlâkı Kur'an'dı!1

Bir kişi Hz. Peygamber'e güzel ahlâkı sorduğunda, Hz. Peygamber ona cevap olarak şu ayeti okumuştur:

Sen bağışlama yolunu tut! İyiliği emret ve cahillerden yüzçevir!
(A'raf/199)
Sonra da şöyle buyurmuştur:

Güzel ahlâk, seninle akrabalık bağlarını kesen akrabana sıla-i rahim yapmak, seni mahrum edene vermek ve sana zulmedeni affetmektir.

Güzel Ahlâk ile Kötü Ahlâk'ın Hakikati

  • nesim

İnsanlar güzel ahlâkın hakikati hakkında ve ne olduğu hususunda oldukça fazla konuşmuşlardır. Buna rağmen onun hakikatini şerhetmeye bir türlü yanaşmamışlar, ancak onun ürünlerinden ve faydalarından bahsetmişlerdir. Sonra faydalarının da tamamını zikretmemişlerdir. Her biri güzel ahlâkın meyvelerinden kalbine geleni, zihninde hazır bulunanı zikretmiştir. Güzel ahlâkın tarifini zikretmeye bir türlü önem verip de açıklamaya yönelmemişlerdir. Güzel ahlâkın bütün meyvelerini kapsayıcı hakikatini, ayrıntılı, derli toplu bir şekilde anlatmamışlardır. Buna misâl olarak, Hasan Basrî'nin şu sözü gösterilebilir:

Aile İçi iletisim

  • Ali Enes

Aile toplumun en küçük birimi olmakla beraber, toplumu en fazla etkileyen kurumdur. Aile kurumunun temel islevlerinden biri de, ailedeki herkesin en verimli sekilde gelisimini yerine getirmektir. Gelisimin saGlikli sekli, her bireyin ihtiyacini mümkün mertebede karsilamaktir.

Aile içi iletisim de, bu ihtiyaçlardan biridir. Her ailede iletisim farkliliklar gösterir. Hepimizin kendi kisisel özelliklerimizden kaynaklanan iletisim biçimi vardir. iletisim biçimi farkli olsa da, önemli olan aile içi bireylerin birbirleriyle iletisim kopukluklari olmamasidir.

Önce ebeveynin aralarindaki iletisimin saGlikli olmasi gerekir. Zira yuvanin huzur ve güvenliGi çocuGun gelisimi ve ruhsal saGliGi için gereklidir. Anne,baba ihtiyaçlari hakkinda birbirleriyle ne kadar samimi, net, açik sekilde iletisim kurarlarsa çocuklar da bu oranda ihtiyaçlarini saGlikli ifade edebileceklerdir.

Riyazet Yoluyla Ahlâk'ın Değişmeyi Kabul Etmesi

  • nesim

Tembel bir kimseye mücahede etmek, nefsi riyazete çekmek, nefsini temizlemek ve ahlâkını güzelleştirmek ağır gelir. Nefsin bu hâlinin kusurluluğundan, eksikliğinden ve kötü müdahelesinden ileri geldiğini bir türlü kabul etmek istemez. Bu bakımdan bu kişi, ahlâkın değişmesinin düşünülemeyeceğini, tabiatların değişmez olduğunu iddia ederek iki delil ile bu iddiasını isbata kalkışır.

1. Ahlak bâtının sûretidir. Nitekim şeklin, zâhirin sûreti olduğu gibi,... O halde kişi, zahirî hilkati değiştirmeye güç yetiremez. Kısa boylu bir kimse kendisini uzun boylu yapamaz. Uzun boylu bir kimse de boyunu kısaltamaz. Çirkin bir kimse sûretini güzelleştirmeye muktedir değildir. Bâtınî çirkinlik de aynen öyledir.