2006 yılı Agustos ayı konuları

Yuvayı Kurarken

  • YineBiGulnihal

Yuva, çileli hayatın sıkıntılarından, ıstıraplarından bizi çekip kurtaran, şefkatli kollarında tatlı nağmeleri ile avutan, yüreğimizdeki keder tortusunu mahir elleriyle arıtan ve bizi yepyeni ümit ve cesaretlerle hayat mücadelesinin içine gönderen huzur ve diriliş ocağı değil midir?

Aslında yuvadan beklediğimiz şeyler sadece bunlardan ibaret de değildir. Hayal ettiğimiz nice uzun yıllara dallar ve kollar salacak çınar ağacımızın köklerinin tutacağı mübarek topraklardır bizim yuvamız.

Öyleyse yuvamızın sağlam bir temel üzerine bina edilmesi gerekir. Umulmadık bir zamanda bizim yuvamızı sarsabilecek muhtelif kaynaklı depremlere karşı dayanıklı olmamız geleceğimiz açısından büyük önem taşımaktadır.

GÖZ GÖRDÜ GÖNÜL SEVDİ!

Yeni Evlilerde Eşya Problemi

  • YineBiGulnihal

Evlenecek gençlerin nerede oturacakları, evlilik kararından önce taraflarca tespit edilmeli ve bilinmelidir.

Meselâ, erkek eğer ailesiyle birlikte oturacaksa bunu baştan söylemelidir. İki taraftan biri, yeni evlilerin kendileriyle aynı evde, aynı apartmanda, yan yana veya üst üste oturmasını istiyorlarsa bunu onlara söylemeliler. Bazı şeylerin, itiraz etmenin durumu değiştirmeyeceği noktalarda söylenerek, oldubittiye getirilmesi doğru olmaz. O anda bir şeylerin hatırına üstü örtülse bile ilk fırsatta dile getirilip, ortaya dökülecektir.

Aile büyükleri, evlenenin kendileri değil çocukları olduğunu unutmayarak, kararları onların almasını sağlamalı, en azından onaylamalarını beklemelidir; büyüklere düşenin bu zor dönemde gençlere yardımcı olmak, kılavuzluk etmek olduğunu unutmamalıdırlar.

Sevginin Farkına Varmak

  • YineBiGulnihal

İnsanoğlunun merakı sınır tanımıyor. Yeryüzünün derinliklerini, gökyüzünün sonsuzluklarını bilmek için sürekli arıyor, araştırıyor.

Meselâ, ay yüzündeki lekelerin anlamını çözmeye çalışıyor.
Güneşteki patlamaları zamanından önce haber veriyor.
Fırtınayı, hortumu olmadan biliyor.
Depremi, vaktinden önce bilmeye çalışıyor.

Gece, gündüz, hangi gezegenin nerede, nasıl ve ne durumda bulunduğunu ilmen açıklıyor.

Yıllar önceden, ayın, güneşin ne zaman doğup, ne zaman batacağını hesaplıyor.
Denizlerin gel-gitlerini, karaların heyelan tehlikesini tahmin ediyor.
Kısacası, kainatta meydana gelen büyük küçük bütün olayları merak ediyor, araştırıyor, irdeliyor.Sonuçta da anlıyor, biliyor, açıklıyor. Bilgisine göre tedbirler alıyor.

Ancak, ayın yüzündeki lekeleri araştıran insanın, yanıbaşındaki sevgilerin lekelenmesini, gölgelenmesini farketmemesi nedendir?

Çocuklarda Tolerans Dönemi

  • YineBiGulnihal

(14-19) YAŞ DÖNEMİ

Bu, çocukluktan çıkılıp gençliğe ayak basıldığı bir dönemdir. Gencin ruh dünyası alabildiğine fırtınalıdır. Akıl-baliğ (ergenlik) denilen bu dönemde çocuk kişilik bunalımları yaşar. Anne babanın çocuk üzerindeki otoritesi büyük ölçüde kaybolmuştur. Genç, anne babasından bağımsızlaşma sürecine girmiştir. Davranışlarını bir grup içinde geliştireceği, grup içinde reddedilmenin ona ağır geleceği grup baskısının çok yüksek olduğu bir dönemi yaşamaktadır. Kız-erkek grupları içinde kendini kabul ettirme çabalarının, çekici görünme isteğinin de bu dönemde gencin davranışlarını etkileyeceği bilinmelidir. Genç bu dönemde, anne babasından daha üstün olanların varlığını kabul eder. Arkadaş ve çevre etkisi ağırlık kazanır.

Bu dönem gençlerini daha yakından tanıyabilmek için, uzman kişilerce tesbit edilmiş belli başlı özelliklerini görelim.

Yunusça Sevgi

  • YineBiGulnihal

Açılır bağ-u bostanın,
Okunur dilde destanın.
Sen baktığın gülistanın,
Gülleri solmaz Allah’ım…

Sen Aslında Sevmeye Hasretsin

  • YineBiGulnihal

İİçinde yaşadığımız karmaşık hayattan sıyrılıp, kısa bir an rahatlamak, başımızı dinlemek isteriz. Her insanın zaman zaman hissettiği bir duygudur bu. Kazandığımız paralar, edindiğimiz varlıklar, sürekli ilişki halinde bulunduğumuz insanlar, sahip olduğumuz makamlar, zaman gelir gözümüzde hiç olur. Bu varlığını hissettiğimiz, havasını soluduğumuz yaşama tarzından bir başka ifadeyle içinde öğütüldüğümüz çarklardan kurtulmayı düşleriz. Her insan böyle şeyler düşünmesine rağmen, bunun nasıl olacağını bilemez. Gezmeye gitse, eline olta alıp su kenarına koşsa, güncel değerlerin baskısından kurtulabilme maksadıyla kendisini spora verse, kimsenin uğraşmadığı şeylerle uğraşsa, yine de bu içini sarıp sarmalayan sıkıntıdan kurtulamaz.

Eşinize Özel Alan Bırakın

  • YineBiGulnihal

Evlenen insanlar, eşlerinin kendilerinden tamamen ayrı şartlarda, ayrı değer ölçüleriyle yetiştiğini bilmeliler. Bu sebeple uyduğumuz ve mutlaka uyulması gerektiğini düşündüğümüz değer ölçüleri için eşimize biraz esnek bir alan bırakmalıyız. Çünkü onun da bize göre çok farklı değişmez değerleri bulunabilir.

Bildiğiniz gibi insan bir günde yetişmiyor. Yılların emeğiyle hazırlanan insan binasını öyle kolay kolay değiştiremeyiz. Bu arada, evlendiğimiz insanı bizim değerlerimizi onaylasın ve bundan başka bir talebi, farklı düşünce biçimleri de olmasın diye alıp almadığımızı, eğer böyle yapmışsak haklı olup olmadığımızı, haklı isek hangi hususlarda haklı olduğumuzu bir kere daha düşünmeliyiz.

Evlenen kadın veya erkek, evlendi diye, geçmişine çizgi çekmek durumunda mı olmalıdır?

Evlenen kadın veya erkek, evlendi diye, kendine ait özel çevresine çizgi mi çekmelidir?

Çocuk bilgisayar kıskacında

  • YineBiGulnihal

Günümüzde, gelişen teknolojinin en önemli yansımalarından birisi olan bilgisayar hızlı bir şekilde yaygınlaşıyor. Bu yayılmanın günlük hayatımızdaki etkisini özellikle bilgisayarın evlerimize girmesiyle daha da yoğun hissediyoruz. Bu süreci 80’li yıllardaki televizyonlaşma furyasına benzetebiliriz.



Nasıl ki televizyonun faydaları olduğu gibi zararları da varsa bilgisayar da doğru kullanımla bir çok faydalar sağlayabilecek bir alet iken yanlış kullanımı, ne yazık ki, sorunlara yol açabilmektedir.

Özellikle 0-11 yaş döneminde, henüz kişiliğin oluşum evresinde olan çocukların zamanlarının büyük bir kısmını bilgisayar başında geçirmelerini hiç sağlıklı bulmuyoruz.



Bu aşamada bilgisayarın bir oyun ve iletişim aracı olarak kullanılması çocuğun zihinsel, fizyolojik ve psikolojik gelişimi üzerinde olumsuz etkiler bırakabilmektedir.

Yetinmek

  • YineBiGulnihal

Dunyalar guzeli bir kiz varmis. Bu kiz oyle guzelmis ki cok uzak sehirlerden ve ulkelerden cok zengin ,cok yakisikli,asil pek cok delikanli onu gormeye gelirmis.Kendisiyle evlenmek isteyen nice prensi nice sovalyeyi reddeden guzel kiz kimseleri begenmezmis. Bu arada ayni kasabada yasayan ve bu kiza asik olan genc bir delikanli da bu kizi istemis. Ama kiz onu da reddetmis. Aradan uzun yillar gecmis. Bizim delikanli kasabadan ayrilmis.Kendine baska bir hayat kurmus ve evlenmis,coluk cocuga karismis. Bir gun yolu bir zamanlar yasadigi guzel, kucuk kasabaya dusmus. Orada tanidik birine rastladiginda aklina bir zamanlar orada yasayan dunyalar guzeli kiz gelmis ve ona ne oldugunu sormus. Yasli adam onunde gul bahcesi olan bir evi gostererek kizin evlendigini soylemis. Bizimki bir zamanlar herkesi reddetmis olan kizin kocasini pek merak etmis. Bir gun gizlenip kocasini evden cikarken gormus. Kizin kocasi sisman ,kel ve cirkin mi cirkin bir adammis. Ustelik zengin bile degilmis.

Günaydınım, Nar Çiçeğim, Sevdiğim

  • YineBiGulnihal

Şavkıması, sana doğru yolların,
Sana doğru, denizlerin çağrısı,
Çırıl çırıl ötelerde bir güzel,
Günaydınım, nar çiçeğim, sevdiğim..

Çıkmaz sokaklarda bu minyatür kim?
Bu göğüs kim, ya bu gözler, bu saçlar?
Uzak bir özlemde ayak seslerin,
Günaydınım, nar çiçeğim, sevdiğim..


Bu yıldızlar doğan günü çağrışır,
Bu gündüzler gözlerini çağrışır,
Ya kimlere verdin avuçlarını?
Günaydınım, nar çiçeğim, sevdiğim..


Vurdum tellerine seni, sazımın,
Sende anahtarı, alın yazımın,
Yağmur yağmur serpil yalnızlığıma,
Günaydınım, nar çiçeğim, sevdiğim..

BAYANLARDA ERGENLİK

  • imdat sezer

Üreme Organları

Bu organlar karnın alt kısmında yer alır ve "pelvis" adı verilen kemikli bir kafes tarafından korunur.

Yumurtalıklar : İki yumurtalık (over) vardır. Her biri bir zeytin büyüklüğündedir. Her yumurtalık, ergenlik başlangıcında yüz binlerce olgunlaşmamış yumurta hücresi içerir.

Dölyatağı tüpleri : Fallop tüpleri olarak da bilinen bu yapılar, her biri yaklaşık 10 cm. uzunluğunda iki borudur. Bu tüpler yumurtalığın çevresini sarar ve bir uçları uterusa (rahime) açılır.

Uterus : Rahim biçim olarak ters duran bir armuta benzer. Uterusun alt bölümündeki dar kısıma rahim boynu (serviks) adı verilir.

Lezbiyenlik

  • imdat sezer

Sual: Eşim lezbiyendir. Çıplak kadın resimlerine bakmaktan ve hatta bayanlarla tokalaşmaktan bile zevk alıyormuş. Çıplak bayan resimlerine bakmak günah değil diyor. Lezbiyenliğin dinimizde yeri nedir? Kurtuluşu var mı?

CEVAP
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Kalb, göze tâbidir. Gözler haramdan sakınmazsa, kalbi korumak güç olur. Kalb, harama dalarsa, günahlardan sakınmak güç olur. O halde, imanı olanların, haram işlememesi, harama bakmaması gerekir.)

Erkeklerin homoseksüel [eşcinsel] olması haram olduğu gibi, kadının da homoseksüel [lezbiyen] olması, yani herhangi bir kadına şehvet ile dokunması ve bakması haramdır. Kadınların, kadınlara şehvet ile bakması ve dokunması, kocasından başkasına, erkek ve kadın, kim olursa olsun, yabancıya süslenmeleri caiz değildir. Erkekle kadın, başka cinsten oldukları için, bir araya gelmeleri nispeten güçtür. Kadının kadına yaklaşması ise daha kolaydır. Bunun için kadının kadına bakması ve dokunması, erkeğin kadına ve kadının erkeğe bakmasından daha kötü olabilir. Lezbiyenliğe Fransızca safizm deniyor.

Alı Kırca'ya gizli kamera şoku!

  • Sururi Bal

Ünlü haber spikeri Ali Kırca da tıpkı Gamze Özçelik gibi porno tuzağının kurbanı oldu. Bir otel odasında kurulan gizli kamerayla Kırca'nın siyah saçlı bir bayanla sevişme görüntüleri kayda alındı. Yüksek çözünürlü kamareyla çekilen görüntülerin hangi amaçla kaydedildiği anlaşılamadı. Kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından çekilen bu görüntüler daha sonra e-mail yoluyla özel bir televizyon kanalına gönderildi. Bu televizyon kanalı özel hayatın gizliliği ilkesine bağlı kalarak gönderilen bu görüntüleri "çöpe" atınca aynı kişi bu kez korkunç bir yönteme başvurdu. Görüntüler internet ortamında dolaşıma açıldı ve Kırca'nın sevişme görüntülerinin yer aldığı 5 dakikalık film kısa süre içerisinde binlerce internet kullanıcısına ulaştı.

Hoşçakal

  • Hayalbekçisi

Gidiyorum buralardan yalınayak ve üzgün
önümdeki uçurumlara aldırmadan
varsın hayallerim kurduğum yerde kalsın
o gerçekleşmeyen hayallerim.
ardımda yaralı bir yürek
kederli bir ömür
ve yoksul anılar bırakarak
çekip gidiyorum sevdiğim
hoşçakal gönlümün nazlısı, bağrımın sızısı
hoşçakal

gidiyorum başım önümde, gözümde nem
duramam artık ey aşk, ey sevdiğim
hüzne ve kedere boğulduğum bu şehirde
duramam
hiç bir anı kabul etmiyor beni
bedenim buz gibi soğuk
yüreğim param parça keder
kış kadar soğuk ellerim
ardımda yoksul bir sevda
ve bana ait ne varsa
bırakıp gidiyorum sevdiğim
hoşça kal anımın yazısı, kaderimin küskünü
hoşçakal

bütün yaprakları dökülmüş
dalları kırılmış bir ağaç gibi hıçkırarak
ve bırakarak ardımdan sırtımı yasladığım
çınar ağacını yaslı
meçhule giden acılar yüklü bir gemide