2007 yılı Nisan ayı konuları

HIRSIN TAHRİBATI VE ZİLLETİN SEBEBİ

  • sayyad

İsmâîl Çetîn El-Abbâsî (kuddise sirruhû) 'nin "OLGUNLUK GÜNAHTAN SAKINMAKTIR" kitabından alıntılar...

Es-Selâmu Aleykum Ranmetullâhi ve Berakêtuhû

HIRSIN TAHRİBATI VE ZİLLETİN SEBEBİ

Benî İsrail ve birçok milletleri birbirlerinin kanını dökmeye sevkeden, hırs ve hasedin çatışmasıdır. Hırs ve hased bugün de aynı tahribatı yapmaktadır. Müslümanlar, özellikle gençlerin kendilerini ondan temizlemeleri gerekir.
Hırs; çok kazanmaya aşırı düşkünlük, aşırı mal sevgisi ve cimriliktir. Müslümanları da zillete sevkeden yine hırstır.

BUGÜN MÜSLÜMAN OLARAK BEN NASIL OLMALIYIM?

  • sayyad

BUGÜN MÜSLÜMAN OLARAK BEN NASIL OLMALIYIM?

CEVAB: ĞARÎB VE KARÎB OLMALIYIZ; ĞARBÎ VE KABRÎ OLMAMALIYIZ.

Eveet, başlangıçta İslam Dîni bir ferdden yani Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem'den başladı; tek tek insanlar davetine icâbet ettiler.

Davetine icâbet edenler: İman, Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın dinine teslim olmak, yani Müslümanlık, insanlara karşı son derece samîmî olmak gibi güzel ahlaka büründüler.

Buna icâbet eden Müslümanlar, tek tek çok uzaktan parmakla gösterilirlerdi. Sâir insanlar onlara bakıp hayran olurlardı.

Kimisi kıskançlık akrebinin zehirine yakalandı, iğrendi; onlarla alay etmeye başladı.

BİLGİ ÜZERE İMAN NASIL OLUR?

  • sayyad

es-Selêmu Aleykum ve Rahmetullâhi ve Berakêtuhû


İsmâîl Çetîn El-Abbâsî Kuddise Sirruhû'nun "BİLGİ ÜZERE İMAN" kitabından alınmıştır...


قلْ لاَ تَمُنُّوا عَليَّ اِسْلاَمَكُمْ بَل اللهُ يَمُنُّ عَلَيْكُمْ اَنْ هَدَاكُمْ لِلاِيمَان اِنْ
كُنتُمْ صَادِقِينَ
سورة الحجرات 17

"...Habîbim de ki: Müslümanlığınızı başıma kakmayın. Bilakis sizi imana hidayet ettiği için Allah size minnet eder. Eğer doğrulardan iseniz Allah'a şükretmeniz gerekir", diye buyurulmaktadır.

Allah Teâlâ'da, Akabe Gecesi'nde Ensâr'ın Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem'le yapmış olduğu bey'atini tasdik ederek,

BEDDUA YERİNE DUA !!!

  • sela

Günümüzde insanları çok sıkan ve olumsuz etkileyen bedduanın,mümkün olduğu kadar bir müslümanın bir Müslüman kardeşe yapmaması lazımdır. Ve yapılmasınıda dinimiz yasaklamıştır.
Bir sebepten dolayı herhangi bir kimse hakkında kötümser istek ve temennîde bulunmak, hayır duanın zıddı.
Farsça fena, çirkin, kötü, yaramaz anlamına olan "bed" kelimesiyle, Arapça "duâ" kelimelerinden meydana gelmiş bir terkiptir. İnsanın, kendisi veya başkaları aleyhinde "Allah kahretsin, Allah belâsını versin ,Eve ölün gitsin" gibi ifadelerle yaptığı dualara denir.

Bu sevgiye Ne ad verilir sonu ne olacak !

  • gull

Bu siteye üye olalı kısa bir süre. madem burayı tercih ediyorumsa bir nedeni vardır. oda doğru yol ve dinimizi tam olarak anlamak değerli hocalarımızdan nasihatlar almaktır sebebi elbette.
Değeri hocalarım ve kardeşlerim !
bir soru soracam ama benim yaşadığım bir olay değildir.sadece yakın bir arkadaşımın ısrarı üzerine size anlatmak istiyorum ve soruyorum. bunun karşılığı ne olmalı ne yapılması gerekir,dinimizdeki sakıncası nedir, anlatırsanız bende memnum olurum ve arkadaşımda......

Güzellik yarışmaları

  • Gaye

“Dünya Güzeli” yarışmasında, Hollanda’da öğretmenlik yapan bir karı-kocanın kızı Azra Akın dünya güzeli seçildi. Kendisi de Hollanda’da bir koleji bitirmiş.

Terzisinin anlattığına göre, Güzelin elbisesi Türkiye'de orta ve alt sınıfların kumaşı olarak bilinen metresi 1.5 milyon liraya olan Tahtakale kumaşıymış. Kıyafetin üzerindeki süslemeler de Tahtakale malıymış. 7 metrelik kumaş 10 milyona alınmış. Elbise, üzerindeki incik-boncuğu ve el işçiliğiyle birlikte toplam 50 milyona mal olmuş.

Feminizm

  • Gaye

Kadınların, hayalarının, utanma duygularının yok edilmesinde, aileden uzaklaştırılmasında “Feminizm” in önemli bir rolü vardır. Bunun için feminizmin ne olduğunu, hedefini bilmemiz gerekiyor: Feminizm, felsefî bir fikir hareketi olarak ilk defa Batı’da, kadınlara hiçbir değer verilmemesi, insan olarak sayılmaması sonucu Fransız devriminden sonra ortaya çıktı.

Fransız devriminin etkisiyle, feminist düşünce İngiltere’ye de sıçradı. Daha sonra ABD ve bütün Avrupa ülkelerine yayılarak kadın, siyâsî çalkantının içine sokuldu.

Günümüzde ılımlı feminizm, radikal feminizm gibi sıfatları kullanan bu akım; iyice çığırından çıkartılarak erkeklere düşmanlık, sokakları-barları-geceleri erkeklerle paylaşmak, analıktan, ev kadınlığından nefret etmek aileyi, nikahı red etmek gibi insan tabiatına tamamen aykırı bir akım haline geldi.

Bu kadar zararlı bir akım haline gelmesine de Feminizmi ticari, siyasi, idelojik maksatlarına alet eden sosyalist ve siyonist kuruluşlar sebep oldu.. Araştırmacı-yazar Aytunç Altındal feminist harekete kimlerin destek verdiğini şöyle ifade eder:

Feminizmin yaptığı yıkım!

  • Gaye

Batı’da kadını kurtarma amacı ile ortaya atılan “feminizm”, kadını kurtarmayı bırakın, onu daha kötü duruma düşürdüğü gibi, toplum dengelerini de alt üst ederek sosyal barışı yıktı. Dinsiz bir temele dayandığı için önce din hedef seçildi.

Kadınlar sokağa dökülerek aileye savaş ilan edildiği için aile de yıkıldı. Çocuklar ailenin sıcak kucağından her türlü kötülüğün kol gezdiği sokağa bırakıldı. Alkolik, uyuşturucu bağımlısı dinsiz bir gençlik yetişti.

Aile yok edilince, cinsel sapıklıklar tarihin hiçbir döneminde şahit olugörülmeyen boyutlara vardı; eşcinsellik yer yer kanunlaştı, kadınlarda erkeklerden nefret duygulan gelişince lezbiyencilik yaygınlaştı. Kadına fıtratına, yaratılışına aykırı yük yüklendiği için ailenin temel direği olan kadın dengesini kaybetti. Perişan hale geldi. Eski günlerini mumla arar hale geldi; fakat geri dönüşü olmayan bir yola girildiği için dönüş yapamadı. Kadının bu perişan halini ve istismarını bir araştırmacı şöyle dile getirmektedir:

Müslüman (!) feminist kadınlar

  • Gaye

İnsanın haddini bilmesi üstün bir meziyettir. Haddini bilmek gibi üstün irfan olamaz. Hadis-i şerifte, "Haddini bilene ne mutlu!” buyurulmuştur. Hatta bazıları bunun önemini bildirmek için, "İslâmın şartı beş, altıncısı ise haddini bilmektir" diye de bir latife ederler.

İnsanın haddini bilmemesi büyük bir noksanlıktır. Böylesine üstün bir meziyetten mahrum olanlar kendine de toplumada büyük zarar verirler. Kimin başına ne gelmiş ise haddini bilmediğinden dolayı gelmiştir.

Bunun için, kişi, sınırını iyi bilmeli, çapına göre hareket etmeli, boyundan büyük işlere girişmemelidir. Burnunu her yere sokmamalıdır. Bilmediği konuda ahkam kesmemeli; "Ne oldum delisi" olmamalıdır.

Güç ve kapasitesinin üzerinde işlere talip olan herkes sonunda hem rezil hem de perişan olmuştur. Son yıllarda, manken, şarkıcı, artist, müzisyen... pek çok entel bayanın,”Hidayete kavuşma” gerekçesiyle tesettüre girip İslamı savunduklarını(!) görüyoruz.

Feminist entellektüellerin marifetleri!

  • Gaye

“Hidayete kavuşmuş(!)” Müslüman entel bayanların ortak özelliklerinden biri, 1400 yıllık geçmişi, birikimi bir kenara itip akıllarınca, doğrudan Kur’an-ı kerime ve hadis-i şeriflere ulaşıp buradan neticeye varmak. Çünkü bunlara göre, asırlardır, âlimler genellikle erkek oldukları için dini yanlış anlattılar; kadınların aleyhine hüküm verdiler.

Bunun için de, dini baştan alıp kadınların lehine yeniden yorumlamak, lazım diyorlar. Bu düşünceleri ya bilgi eksikliğinden veya birilerinin kasıtlı olarak onları yönlendirmesinden ileri geliyor. İnanıyorum ki çoğunun bundan haberleri bile yok. Bunun için de hem kendilerine hem de topluma zarar veriyorlar.

Mesela, “Entelektüel ve siyasi kişilik olarak Hz.Aişe” (M.Canan Ceylan) kitabında, Hz.Aişe validemizin “Siyasi kişiliği” nin anlatıldığı kitapta işlenen konular, İslam büyüklerinin bildirdiklerine tamamen ters şeyler:

Feminist entellerin yanlışı

  • Gaye

Müslüman “entel” bayanlarımızın, bilhassa genç kızlarımız üzerinde büyük etkileri var. Sözde bataklıktan dine dönüş yaptıkları için onlara “Sempati” duyuyonrlar.

Bunun için de dinlerini bunların yazdığı kitaplardan öğrenmek istiyorlar. Halbuki dinin emir ve yasakları bellidir. Bu, bir bayanın, bir erkeğin anlatması ile değişmez. Değişiyorsa o zaten din olmaz.Yorumcunun kendi sapık görüşü olur.

Bu entel bayanlarımızın en büyük yanlışı, feminist inançlarından dolayı, âlimlerimize, İslam büyüklerine karşı peşin hükümlü olarak karşı cıkmalarıdır. Erkek oldukları için dini erkeklerin lehine anlattıkları iftirasıdır.

Halbuki, beğenmedikleri kadınlarla ilgi hükümlerin tamamını başta Hz.Aişe validemiz olmak üzere Peygamber efendimizin mübarek hanımları rivayet etmişlerdir. Bakın bu entellerden biri işi hangi boyuta vardırıyor:

Feminist entellerin yanlışı

  • Başak Uzun

Müslüman “entel” bayanlarımızın, bilhassa genç kızlarımız üzerinde büyük etkileri var. Sözde bataklıktan dine dönüş yaptıkları için onlara “Sempati” duyuyonrlar. Bunun için de dinlerini bunların yazdığı kitaplardan öğrenmek istiyorlar. Halbuki dinin emir ve yasakları bellidir. Bu, bir bayanın, bir erkeğin anlatması ile değişmez. Değişiyorsa o zaten din olmaz.Yorumcunun kendi sapık görüşü olur.

Feminist enteller şeytana iş bırakmadı

  • Gaye

İslamcı feminist aydın bayanlarımız, kafalarında kendilerine göre, bir İslam şablonu çizmişler veya birileri çizdirmiş, bunun dışına çıkamıyorlar. Kim derse desin eğer bir husus bu feminist şablona uymuyorsa tanımıyorlar. Bunu dinde söz sahibi alim de söylese, Peygamber efendimiz de söylese hatta Kur’an-ı kerimde bile geçse fark etmiyor.

Bu feminist islamcılara göre, âlim söylemişse, erkek olduğu için erkekler tarafında yer alır gerekçesiyle red ediliyor. Hadis-i şerifte geçiyorsa, mevdudur yani uydurmadır. Kur’an-ı kerimde geçiyorsa, erkekler yanlış yorumlanmışlardır.

Hatta daha da ileri gidilerek, bilinen meşhur bir hadis-i şerifse, Peygamber de olsa Kur’ana aykırı söz söylemeye yetkisi yok diyerek red ediliyor, istedikleri gibi çarpıtamayacakları kadar açık ayet varsa, ya görmemezlikten geliniyor ya da bu ayet o devirdeki araplar içindir, tarihsel sürecini dordurmuş diye yok farzediliyor.

Bütün maksatları,kadını dinden imandan çıkartıp sokağa dökmek. Bütün yollar buraya çıkıyor. Bu konuda epey de yol aldıkları anlaşılıyor:

Feminist enteller şeytana iş bırakmadı

  • Başak Uzun

İslamcı feminist aydın bayanlarımız, kafalarında kendilerine göre, bir İslam şablonu çizmişler veya birileri çizdirmiş, bunun dışına çıkamıyorlar. Kim derse desin eğer bir husus bu feminist şablona uymuyorsa tanımıyorlar. Bunu dinde söz sahibi alim de söylese, Peygamber efendimiz de söylese hatta Kur’an-ı kerimde bile geçse fark etmiyor.