2007 yılı Mayis ayı konuları

MERHABA

  • nisyan

Hey Dostum Merhaba
Umutlarını kardeş, yalnızlığını yoldaş, hayallerini azık edenlere..
Çivileri sökülmüş, yıpranmış aşklara metelik vermeyenlere, kırık kalplere, kırık kalplilere.. Kendinden kaçmayanlara, kendinden başka bir şey olmayı kabul etmeyenlere, içlerinden geldiği gibi olanlara, merhaba..
Merhaba..
Fedakâr arkadaşlara, mağaradaki o kutlu dostu saklayan güvercinlere, örümceğe.. Kardeşliğe, kardeşlere, Yusuf emsallerine.. Yitik, buruk dostluklara, cefakâr dostlara, Merhaba..
Merhaba..

Bir Sevdadır “o”

  • nisyan

Kâinatın yaratılışını varlığına borçlu olduğumuz..
Çöle inen nur..
Sevgili…
En sevgili…
Allah'ın sevgilisi..
O…
Hira dağında tek başına titreyen ve tek başına davetin destanını yazan…Taşlanan, yuhalanan, hakarete ve küfre maruz kalan, yalanlanan…Ama hiç yılmayan, hiç yıkılmayan…
O…
Uğruna candan vazgeçilen, anadan, babadan, yardan geçilen… Uğruna çile çekilen, hicret edilen, göz yaşı dökülen..Adil, cömert, merhametli, barışçı, cesaretli ve "el emin"..
O..

Hayat Bazen...

  • nisyan

Hayat bazen, bir hastane odasında zaman kovalamaktır. Zaman hastane odasındaki kadar sessiz ve yavaşsa eğer, yalnızlık da yoldaş olur bu kovalamacada hastaya.
Hayat bazen, kaldırım taşlarını sayarak yürümektir. Bazen, yorulmaktır yürümekten, bazen pişmanlıktır, bazen müjde...
Hayat bazen, inciltmektir bir yüreği, bazen incilmektir. İncitirken ne derece acımasıssan incinirken de o derece acı dolusundur. Ama asla pusuya düşürmek değildir yada asla arkadan vurmak değildir, asla!..

Anlaşılamamak Anlaşılır Bir Durumdur

  • nisyan

Kimseler anlamasın beni!
"Züleyha'nın zindanında "Yusuf" anlasın,
"Leyla'nın çöllerinde "Mecnun" anlasın,
"Şirin'in dağlarında "Ferhat" anlasın,
"Aslı'nın yüreğinde "Kerem" anlasın,
Sen anla…


Aşk ayrılığa düştüğünden beri kazanılmış sınavları görmeyen benliğimiz, kaybolmuş aşkların izinde sarsıntılı yürüyüşler yapıyor. Pencerelere perdeleri çekerek sokakları yalnızlaştıran insan, aşk adını verdiği kendi yalnızlığının derin kuyularında uzanacak elleri bekleyen çaresizliğe teslim olurken, içeride soluduğu hava, kendini esir ettiği dört duvar ve masasının üzerinde su vermeye bile gerek duymayacağı naylondan suni çiçeklerle günbegün solgunlaşıp, baharlarda kendine gülümseyen papatyalardan da mahrum kalıyor. Her yitirilen sevdanın ardında derinleşen boşluk girdabında acı çeken masum duygular, yeni bir günü aydınlatacak kızıl bir güneşin getireceği yeni müjdelerinde olmadığını düşünüyor. Arabesk fanteziler üzerine acılı hayatlar kurgulayan gençlik, çözüm bulmak yerine sorunlarını daha da kalabalıklaştırıyor. Hemde; mutsuzlaştıkça, mutlu olduğunu zannederek büyük bir yanılgı bataklığına saplanıyor.

İsrail’e Bir taş Bağdat’a Bir Dua Gönder!

  • nisyan

Ellerini aç, gözlerini kapat, değiştir boyutunu.

İsrail'e bir taş, Bağdat'a bir dua gönder.

Maskeli baloların gösterişli hayat sahnesinde kalbinden kanlar damlayan insanların ellerinden tut.
Allah'ım ellerimden tut.


Ellerini aç, gözlerini kapat, değiştir boyutunu.
İsrail'e bir taş, Bağdat'a bir dua gönder.
Gözyaşlarını sev.
Tamda unutmuşken merhameti,
Hatırlamıyorken peygamberlerin bildirgelerini,
Hissedemiyorken aşka, ayrılığa, hüzne, tebessüme, terkedilmişliğe dair paramparça düşünceleri,
Gözyaşlarını sev.

GENÇLİĞE HİTABE

  • nisyan

Necip Fazıl Kısakürek


Bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik...
"Zaman bendedir ve mekân bana emanettir!" şuurunda bir gençlik...
Devlet ve milletinin 7 asırlık hayatında dört devre... Birincisi iki buçuk asır... Aşk, vecd, fetih ve hakimiyet... İkincisi üç asır... Kaba softa ve ham yobaz elinde sefalet ve hezimet.. Üçüncüsü bir asır... Allah’ın, Kur'ân'ında "belhüm adal hayvandan aşağı" dediği cücetaklitçilere ve batı dünyasına esaret... Ya dördüncüsü ?...
Son yarım asır!.. İşgal ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle, madde plânında kurtarıldıktan sonra ruh plânında ebedi helake mahkumiyet... İşte tarihinde böyle dört devre bulunduğunu gören...Bunları,yükseltici aşk, süründürücü satıhçılık, çürütücü taklitçilik ve öldürücü küfür diye yaftalayan ve şimdi, evet şimdi...

GÖZYAŞIMDAN TUT KALDIR BENİ

  • nisyan

Bünyamin Yılmaz


Onların silahları var. Hesapları ve sistematik düşünme modelleri.
Onlar kavramları mala dönüştürüyor, piyasaya sürüyor ve tüm dünya bunu kullanıyor. Çünkü dünyanın tüm evrensel değerlerinin bir fiyatının olduğunu düşünüyorlar VG gerekeni yapıyorlar. Artlarından kovalayan yok. Engel olabilecek kimseler de yok. Onlar söz verirler ve yapmak zorunda değiller. Onlara söz verenler de söz vermeyenler de yapmak zorunda olduklarının bilincindedirler.
Onların, gelişmiş beyin güçlerine emirler yağdırabilen bir hegomonyaları var,

Sitem

  • celin

https://www.aciz.net/rsm/sub/ailem/200416_4169.jpg>

Bendeki kararsızlığı mı soruyorsun dostum.
Bendeki ne bir yalnızlık öyküsü,
Ne de bir hasretlik türküsü.
İçimde dünden kalma hayallerle,
Bocalayıp duran bir sitem sadece.

Kararsızlıklar bütünü dünyada.
Umutsuzluk tarlası rüyada.
Ha battı batacak durgun deryada.
Tek başına kalan bir sitem bu sadece.

Solgundur, bugün burada yarın nerede.
Hep yalnızlıklarladır, işi olmaz neşede.
Dibi delik testi gibi durur bir köşede.
İçi hiç dolmayan bir sitem bu sadece.

Yılların çilesi sarmış sanki üstünü.
O bu dünyanın en berduşu en küskünü.
Nerde be dostum mutlu bir günü.
Yarını olmayan bir sitem bu sadece.

Dokunmaya gelmez hemen kırılır.
Mutluluk varken yalnızlığa sarılır.
Bu kadarı yeter fazlasına darılır.
Gülücüğü kalmayan bir sitem bu sadece.

Sustuklarım büyüyor içimde

  • horoz

suretin karışımda duruyor.. sadece bakıp susuşlarımızı dinliyoruz o gürültülerin sessiz köşelerine..
sustuklarım büyüyor içimde.. kara bir nefrete dönüşüyor.. içim acıyor...
yoruldum.. susuşlarımızda içime aldığım o kırgın nefesi ...
kırgın nefesim kanatıyo içimi...
..
yarım kalıyor nefesim..
bakma bana öyle boş gözlerde.. dalıp gitme uzaklara...
kendinden gizlediğin o suretini çıkar... bizden gizleme bunu...
bırakma artık bizi zamana.. ben yoruldum bırakmaktan bizi zamana...
zaman geçip gidiyo.. !!
o kadar yakınımda olupta sana dokunamamak sıkı sıkı sarılıp hiçkira hıçkıra haykıramamak ..
ne senle oluyo .. nede sensiz oluyo sevgili ..!!
bir bilsen sensiz nasıl yaşadığımı...
seni görüpte.. o acı susuşların sesini dinlemek..
olmuyor... olmuyor..
nereye kadar be sevgili ..!!
susma konuş ...
kulaklarım hasret sesine.. susma konuşma.. kırgın nefesimle seni alıyım içime..
gözlerime bakıp acı damlasın artık gözlerimizinde..
gül .. hep gül sevgili ..!!
kalbimizi vermeyelim zamana..
bu kaçıncı bahar sensiz... bu kaçıncı ..!!
yeter bu kadar yalandan gülüşler..

RECM

  • nisyan

1. Efendimizin hayatında uygulanan recm cezası Yahudi çifti saymazsak bir yada ikidir. Maiz el-Eslemi ve Ğamidli kadın (el-Ğamidiyye). Bu iki olayın aynı zinanın iki tarafı olma ihtimali ciddi olarak araştırılmalıdır. Bu kuvvetle mümkündür. Fakat Efendimiz'in ilk recm hükmü bir yahudi çift içindir. Bunun kaynakları iin bkz: Buhari, Tevhid, 51; Müslim, Hudud, 28; Tirmizi, Hudud 10; İbn Mace, Hudud, 10; İbn Hişam, 2/193-194 (Daru't-turas baskısı). En ayrıntılısı bu sonuncusu. Bu örnek olayda Rasulullah'ın hükmüne neyi, niçin mesnet kıldığını ifade eden şu cümle anahtardır: "Ben Allah'ın emrini, kitabını ve onunla amel etmeyi uygulayan kimselerin ilki olacağım" (fe-ene evvelu men ahya...) Müslum ve İbn Hişam, bu çiftin mescidin kapısında taşlandığını ifade ediyorlar. Hatta Müslim'in rivayetinde Maide 44,46,47. ayetlerin bu olay üzerine indiği kayıtlıdır. Tevrat'ta bu ceza Tesniye 22/22-24 ve Levililer 19/2, 20/10-14, 21/9da yer almakta.

Kadınların kariyeri evliliği yıkar mı?

  • mecnun

Geçtiğimiz haftalarda dünyaca ünlü iş dünyası dergisi Forbes'un internet sitesinde bir yazı yayınlandı. Derginin Amerikalı editörü Michael Noer, erkeklere kariyer sahibi kadınlarla asla evlenmemeleri gerektiğini öğütlüyordu. Tepkiler üzerine bu yazı internet sitesinden hemen kaldırıldı. Özellikle feministler, Noer'in fikirlerine şiddetle karşı çıktı. Derginin diğer editörü Elizabeth Corcoran “Tembel bir erkekle evlenmeyin” yazısıyla Noer’e cevap verdi. Artık internet sitesinde iki editörün de yazıları yer alıyor.

İşte Michael Noer’in yazısından bazı bölümler:

Erkeklere bir tavsiye…