30 Mayis 2008 tarihli konular

Evlilik ve anne-baba olmak

  • Gaye

Evlilik özen gösterilmesi gereken bir süreç; sevgisiz, bakımsız olduğunda hastalanabilir ve soluk alamaz hale gelebilir. Çocuk da özen gösterilmesi, ilgi gösterilmesi gereken, sevgiyle beslenen, büyüyen bir varlık. O da özensiz ve bakımsız olduğunda sağlıklı olamaz. Hem evlilik sağlıklı olmalı, hem çocuk ya da çocuklar.

Bu anlamda eşlere çok büyük sorumluluklar ve görevler düşmekte. Evlilik kötüye gidiyorsa çocuklar bundan çok olumsuz yönde etkilenirler, çocuklar mutsuzsa aile bu mutsuzluk olumsuz etkilenir. Birbirlerini hem olumlu hem de olumsuz olarak tetikleyen bu yaşantıları dengelemek eşlerin elindedir.

Evlilikler genellikle çocuk doğuncaya kadar sorunsuz gittiği görünür. Çocuk dünyaya geldikten sonra eşlerin anlaşmazlıkları artar. Acaba gerçekten böyle midir? Gerçekten de eve gelen bu üçüncü, küçücük şahıs iki yetişkini birbirine düşürebilir mi? Yanıtları bir sonraki bölümde bulabilirsiniz.

ÇATIŞMALAR

  • Gaye

Karı-koca olarak mı, yoksa anne-baba olarak mı çatışıyorsunuz? Çoğu kavganın derininde "uzlaşmamak" yatar. Kavgalar uzlaşmak için yapılsaydı, her kavganın sonunda taraflar kendi düşüncelerine daha da güçlü sarılmazlardı.

Kavgaların arkasındaki gerçek

  • Gaye

Her evlilikte tartışma ve kavga olur. Sonra eşler anlaşır, barışır ve mutlu sona ulaşılır. Tartışma ve kavgaların konulan evlilikten evliliğe değişir. Ancak evli çiftler hep şunu söylerler: "Çocuğumuz olmadan önce hiç kavga etmezdik, çocuk olduktan sonra birbirimizi yer olduk´

Gerçek bu mudur acaba? Hiçbir şeyden habersiz, hiçbir suçu olmayan, karnı doymuşsa, altı temizlenmişse, gazı çıkarılmışsa ve sevgi duygusunu hissetmişse yatağında mışıl mışıl uyuyan minicik bir bebek, kocaman iki yetişkini nasıl olur da birbirine düşürür. Elbette gerçek bu değildir. Gerçek; çocuk doğduktan sonra eşlerin o güne kadar birbirlerinin tanımadığı yönlerinin, davranışlarının, o güne değin bilmediği tepkilerinin yeni yeni ortaya çıkmasıdır. Ve eşlerin birbirlerinin bu yeni tanıştıkları yönlerine tepki vermeleridir.

Uykusuna çok düşkün bir erkek, evliliğinde bu konuda eşiyle çatışma yaşamaz. Ama bebek olduktan sonra durum değişir. Kadın kocasından gece uyanmasını ve kendisine bebeğin bakımı konusunda yardım etmesini istediği an sürtüşmeler başlayabilir.

Anne-baba olarak tartışmak

  • Gaye

Anne ve baba olmanın dünyanın en zor mesleği olduğun^ her zaman söylüyorum. Anne ve baba olarak sorumluluklarımız kaçınılmaz. Bu sorumluluklarımızı sevgiyle yerine getirdiğimiz sürece hayat hem çocuk hem de bizim için kolay olur.

Zaman zaman eşimizin davranışları, çocuğa karşı tutumu bize yanlış gelebilir; onunla az ilgilendiğini, ona yeterince zaman ayırmadığını, bunun da çocuk üzerinde olumsuz etki yap tığını düşünebiliriz. Çocuğa yersiz çıkışları, bağırmaları, disiplin şekli, koyduğu sınırlar, hoşgörüsü ya da hoşgörüsüzlüğü bizi rahatsız edebilir.

Karı-koca olarak çatışmak

  • Gaye

Anne-baba olarak düşünce ayrılıklarına düşmek ve sonra sağlıklı çözümlere ulaşmak doğal. Karı-koca olarak da far düşüncelere, farklı görüşlere sahip olmak doğal. Hiçbir ir bir diğerinin eşi-benzeri olmaz. Hiçbir insan bir başka inşa aynı düşüncelere ve bir olay karşısında aynı görüşlere sahip olamaz, karı-koca olsalar bile. Önemli olan farklı düşünceleri bir araya getirip, bu farklı düşüncelerden her iki taraf için ve için olumlu sentezler çıkarmaktır.

Kavgalarınızda çocuğunuzu hakem yapmayın

  • Gaye

Eşler sorunun kendilerinden kaynaklandığını önceleri kabullenmezler. Onlara göre sorun, çocuklarından ya da okulda öğretmenden kaynaklanıyordur. "Gelin sizinle evlilik terapilerine başlayalım" dediğimde bana şaşkınlıkla bakarak, "Ama biz çocuğumuz için geldik, onun düzelmesini istiyoruz" derler. Bilmezler ki, kendi aralarındaki iletişim sağlıklı olunca, kavgalar bitince çocuklarının da davranışları düzelecektir. Çocuk huzursuz ortamlarda rahat edemezler, hele bu ortam aile içi ise çocuklar için durum daha da berbat demektir. İç dünyaları yaralanır, anne-babalarının arasında kalırlar.

ZORLUKLAR

  • Gaye

Başlangıcın sonu ve sonun başlangıcı "boşanmak". Evlilik bir güç savaşı değildir. Evlilik güç savaşına döndürülürse, bu savaştan sadece boşanma avukattan kazançlı çıkar.

Boşanmış anne olmak

  • Gaye

Dünyada hiçbir kadın boşanmak için evlenmez. Aynı zamanda hiçbir erkek de. Her insan ömür boyu mutlu olmak için evlenir. Evlenirken, sevdiği insanla yaşlanacağının, torun sahibi olacağının hayallerini kurar. Kadınlar erkeklere göre daha duygusal yapıya sahip olduklarından, evliliklerinin temeline aşkı ve romantizmi yerleştirirler. Ancak hayaller her zaman gerçekleşmeyebilir. Bazen eşler bir ömür değil, bir dakika bile birbirlerini görmeye tahammül edemeyebilirler.
Bu kitapta detaylarına, doğrusuna-yanlışına girmeye gerek görmediğim boşanma olayı aslında her evliliği bekleyen bir risktir. Çünkü her evlilik, ayrılıkla, çatışmalara, kavgalara, ihanete, şiddete vb. pek çok davranış örüntüsüne açıktır. Kimi evliliklerde risk çok çok azdır, kimi evliliklerde ise fazla.

Kendinize acımak yerine, kendinizi geliştirin

  • Gaye

Kendine acımanın, insan duyguları içinde en acı vereni olduğunu biliyor muydunuz? Kendin için üzülmek, kendini zavallı görmek, bir böcek kadar değeri olmadığını düşünmek, bir insanın kendine yaptığı en büyük haksızlık. Hele ki, bu kişi anne ise, kendisine daha da büyük bir haksızlık etmiş olur. Çünkü anneler çocuklarını yetiştirerek dünyanın en muhteşem ve en zorlu işini yapıyorlardır.

Ruh sağlığımızın iyi olması için, kendimizi dinamik ve iyi hissetmemiz için, bizi olumsuz etkileyen duygularımızdan kurtulmamız gerekir. Bu olumsuz duygulardan kurtulmanın yolu ise, olumlu uğraşlar edinmektir. Sonuçta olumsuz duygularımız biz hiçbir eylemde bulunmadan, kendiliğinden yok olmazlar. Mutlaka onların yerine, olumlu olanları koymalıyız.

Depresyona girdiyseniz hemen yardım alın

  • Gaye

Hayatta hiçbir zaman ve hiçbir olay için, "benim başıma gelmez" diye düşünmeyin. İnsanız ve hepimizin başına her şey gelebilir. Boşandıktan sonra depresyona giren pek çok insan var.Bu insanlardan biri de siz olabilirsiniz. Depresyon; kişinin içinde bulunduğu yaşam koşullarına uyumunda zorlanması anlamına geliyor. Siz de bu yeni hayatınıza uymada zorlanıyor olabilirsiniz. Önemli olan, depresyonda olduğunuzu kabullenmeniz ve çözüm yoluna gitmeniz.

Sabahlan yataktan çıkmak içinizden gelmiyorsa,
Bütün zamanınızı yatakta geçirmek istiyorsanız,
Uyku bozukluklarınız varsa, ya hiç uyuyamıyor, ya geceleri belirli aralıklarla uyanıyor ya da çok fazla uyuyorsanız,
Ortada hiçbir şey yokken içinizden ağlamak geliyor ve siz herkesin önünde gözyaşlarınızı tutamıyorsanız,
Olur olmaz yerlerde, olur olmaz olaylara öfkeleniyorsanız,
Ağlama krizleri geçiriyorsanız,
En sevdiğiniz kişileri bile görmek istemiyorsanız, hatta çocuğunuza bakmak bile size zor geliyorsa,
Yemek yapmak, evi toparlamak, temizlik yapmak size işkence gibi geliyorsa ve yapmak istemiyorsanız,

Yeni yaşamınıza uyum için danışmanlık alın

  • Gaye

Boşandıktan sonra mutlaka depresyona gireceksiniz diye bir kural yok. Ancak yeni hayatınıza uyum konusunda siz ve çocuğunuz ya da çocuklarınız zorlanabilirsiniz. Çocukların yaşları, kişilik yapıları, sizin ekonomik özgürlüğünüzün olup olmayışı, anne-baba evine dönmeniz ya da tek başınıza yaşayacağınız gibi faktörler sizin yeni yaşamınıza uyumunuzu etkileyeni faktörlerdir. Çocuğun babasıyla görüşme zamanları, çocukta davranış bozuklukları oluşup oluşmadığı ve kendinize, yaşamıniza ait pek çok konuyu sorup, rehberlik alabileceğiniz bir danışmanınızın olması, sizi oldukça rahatlatacaktır. Böylelikle sizi rahatsız eden konulara çözüm getirebileceğiniz gibi, bu kritik günleri bir uzman eşliğinde geçiriyor olmanın güvenliğini ve rahatlığını da yaşayacaksınız.

İçinize kapanmayın, sosyal yaşamınızı canlandırın

  • Gaye

Eşler birbirlerinden boşandıktan sonra, sanki arkadaşlardan da boşanırlar. Evliyken görüşülen, birlikte yiyip içilen, gezilen arkadaşlar, boşandıktan sonra aranmaz olur. Kişi eşinden boşanırken sanki sosyal yaşantısından da boşanır.

Siz böyle bir hata yapmayın. Arkadaşlarınızla görüşmeye devam edin. Siz sadece eşinizden boşandınız, arkadaşlarınızdan değil. Ortak arkadaşlarınızın olması, onlarla görüşmeyeceğiniz anlamına gelmiyor. Boşandıktan sonra belli bir süre kişi içine kapanır, sanki dünyayla tüm bağlantılarını keser. İç dünyasını yeni yaşantısına uyumlamaya çalışırken, dış dünyadan kopmak yanlış bir davranıştır. Sizin de içinizden, hiç kimseyle görüşmek gelmeyebilir. "Kine eski konular açılacak, sorular soracaklar, anılar canlanacak ve kendimi kötü hissedeceğim, iyisi mi bir süre görüşmeyeyim" diye düşünüyorsanız bu kokuda önlem alabilirsiniz. Arkadaşınızla ya da arkadaşlarınızla Buluştuğunuzda onlara, sizi rahatsız eden konuları konuşmamayı önerirsiniz. Sizi kıracaklarını hiç sanmıyorum.

Hayatınızı pratikleştirin

  • Gaye

Tek başına pek çok sorumluluğun üstesinden gelmek koli değil. Hele çalışan bir kadınsanız işiniz oldukça zor demekti Çamaşır, ütü, bulaşık, evin temizliği, evin alışverişi, işyeri,yapmanız gerekenler ve çocuğun ihtiyaçları derken, zaman size yetmez olur. Bir danışanım, haftanın yedi gününün kendisine yetmediğini, sekiz gün olsa daha iyi olacağını söylemişti. Evli kadınlar bile eşleriyle paylaştıkları halde işlerini yetiştiremezlerken, sizin tek başınıza pek çok şeye yetişmeniz oldukça zor olur. Bazen yatağınızı toplamaya bile zaman kalmadan evden çıkıverirsiniz.

Daha az yorulmak, çocuğunuza ve kendinize daha çok zaman ayırmak için evinizi daha pratik hale getirin. Fazla eşyaları kaldırın. Size iş çıkaran tüm fazlalıkları yok edin. Evinizle işiniz arasında çok mesafe varsa, evinizi işinize yakın bir yere taşıyın, böylelikle yolda geçen zamanı kendinize, çocuğunuza ya da başka işlerinize ayırabilirsiniz.

Çocuğunuzun, babasıyla görüşmelerinin düzenli olmasına dikkat edin

  • Gaye

Boşanmanın en sevimsiz yanlarının başında, çocuğu diğer ebeveyne gönderirken yaşanan duygular gelir. Üzülürsünüz, yüreğiniz kan ağlar, öfkelenirsiniz, çocuğunuzdan bir-iki saatliğine ya da bir-iki günlüğüne ayrılıyor olmanız bile sizi çileden çıkarmaya yeter. Boşanmayı takip eden ilk aylarda anne ve babalar bu konuda oldukça zorlansalar da, zamanla bu duruma uyum sağlarlar ve çocuklarından ayrılışı daha sakin karşılarlar.

Kimi kadınlar kocalarına o kadar öfkelidirler ki, çocuğu göstermeyerek eşlerini cezalandırır ve intikam alırlar. Ama bu durumdan en çok etkilenen ne yazık ki çocuk olur. Çocuğu babasına göndermemek bir çocuğa yapılacak en büyük kötülüktür. Siz de eski eşinize fazlasıyla öfkeliyseniz ve çocuğunuzu ona göstermiyorsanız bu olumsuz tutumunuzu hemen değiştirin. Çocuğunuzun size olduğu kadar babasına da ihtiyacı var. Eşinize olan öfkenizi ona ifade edecek başka yollar var ama çocuğunuzu göstermemeniz asla değil.

Çocuğunuza babasını kötülemeyin

  • Gaye

Terapilere katılan hiçbir anne çocuğuna babasını kötülediğini kabul etmez ama görüşme yaptığım her çocuk, annesinin basını kötülediğini söyler. Çocuğunuza "Baban bizi bırakıp git ti" ya da "Baban çok cimri bir adam" gibi, mutlaka çok net tanımlamalar yapmanız gerekmez. Bir arkadaşınızla telefonda konuşurken ya da bir yakınınızla sohbet ederken, eski eşinizle ilgili söylediğiniz hemen hemen her kelimeyi çocuğunuzun duyabileceğini unutmayın. Çocuklar anne-babalarıyla ilgili konularda çok hassas olduklarından hemen kulak kabartırlar ve dinlerler. Bu konuda çok dikkatli olmanızı öneririm. Ayrıca büyüklerinizi de (anneanne, dede gibi) çocuğun yanında babasıyla ilgili olumsuz konuşmalar yapmaması için uyarın. Ve babasını doğrudan çocuğunuza kötülemeyin. "Baban ilgisiz, baban sorumsuz biri" gibi söylemleriniz özellikle küçük yaş çocuklarını çok olumsuz etkiler. Babası gerçekten olumsuz özelliklere sahip olabilir ama bırakın çocuğunuz babasını zaman içinde tanısın.