2008 yılı Temmuz ayı konuları

Onlara haklarını öğretin

  • Gaye

Çocuklarınızın kendilerini iyi ifade edebilmeyi öğrenebilmeleri için, önce bunun hakları olduğunu bilmeleri gerekir. Maalesef toplumumuzda hâlâ "iyi çocuk" "yumuşak başlı ve alçak gönüllü çocuk" anlamına gelmektedir.

Çocuklarınıza vurgulamanız gereken haklarından bazılarını 121. sayfada bir liste halinde sunuyorum. Bunlar sık sık istismar edilen ve sorgulanan haklardır. Bunları liste halinde vermemin amacı, hem sizin, hem de çocuğunuzun bu hakları çok iyi öğrenmeniz ve kafalarınızda yer

Haklarım

Yanıt "hayır" olsa da, isteklerimi almaya hakkım var
Karşımdaki kişi yardım etmek istemese ya da meşgul olsa bile, yardım istemeye hakkım var
Başkalarına saçma gelse de, benim de fikir sahibi olmaya hakkım var
Başkaları doğru bulmasa da, benim de duygularım olmasına hakkım var
Özellikle elimden geleni yapmaya çalıştığımda, hata yapmaya hakkım var
Başkaları başaracağıma inanmasa bile, tekrar tekrar denemeye hakkım var
Başkaları onaylamasa da, fikrimi değiştirmeye hakkım var
Başkaları kendilerine anlatmam konusunda ısrarlı olsa bile, sırlarım olmasına hakkım var

İsteklerini etkin bir biçimde iyi ifade edebilmelerini öğretin

  • Gaye

Bazen çocuklar isteklerini iyi ifade edemezler, bunun nedeni de ifade konusunda güçlük çekmeleridir. Bu nedenle, zaman zaman çocuklarınızın isteklerini ifade ederken agresif bir yol izlediklerini gözlerseniz, onu hemen eleştirmek yerine (örneğin, "Kardeşini korkutma!" ya da "Böyle davranırsan, hiçbir isteğin yerine gelmez!"), onu oturtup isteğini size anlatmasını önerin ve onu sabırla dinleyin. Böylelikle isteğini daha iyi ifade edebilmesine yardımcı olun. Ona şu noktaları göz önünde bulundurursa, isteklerini daha kolay elde edebileceğini söyleyin:
iyi ifade edilmiş bir istek şöyle olur:

- kısa ve net (gereksiz sözcüklerden arınmış)
- kibar ve başkalarının duygularına ve durumuna saygı gösteren (örneğin, "Bu oyunu çok sevdiğini biliyorum, ama..." ya da "Babacığım, biliyorum meşgulsün, ama...")
- olumlu ve ses tonunuz isteğinizi elde edeceğinizden emin bir şekilde
- tehditkâr olmayan (örneğin, "Dediğimi yapmazsan, sinirleneceğim!")
- dalavereden uzak (örneğin, "Ayşe´nin annesi hep...")

Ödün vermenin normal olduğunu öğretin

  • Gaye

Toplumumuzda, özellikle de çocuklara rekabet ve kazanma duygusu öylesine aşılanıyor ki, size düşen görev onlara kendine güvenen insanların da her zaman kazanamayacağını, ödün vermeyi biliyorlarsa, her şeye rağmen başarı duygusu yaşamalarının mümkün olduğunu anlatmaktır. Ödün verebilmeyi öğretmenin en iyi yolu, bu becerilerini sizin üzerinizde denemelerine izin vermenizdir. Ancak, elbette bir konu üzerinde ne zaman ödün verilip, ne zaman verilmeyeceğini açıklamanız gerekir. Ödün verilebileceğine inandığınızda, onları dinleyin.

Yapılan övgüleri kabullenmeyi ve gerektiğinde başkalarını övmeyi öğretin

  • Gaye

Kendine güvenen insanlar yapılan övgüleri rahatlıkla kabullenir ve gerektiğinde karşılarındakini överler. Eğer gerçekten kendinize güveniyorsanız, övgüye gereksiniminiz yoktur.’ düşüncesi yanlış bir inanıştır, övgü insanları harekete geçirir ve kendilerini iyi ifade etmelerini teşvik eder. Küçük çocuklar övgüye bayılırlar. Yaptıkları bir resmi ya da giysilerini överseniz, sözcüklere dökemeseler bile, teşekkürlerini pırıl pırıl bir gülümsemeyle ifade ediverirler size. Fakat, okul yaşına geldiler mi en ufak bir övgüde utanır, sıkılırlar. Birkaç yıl sonra da, övgü aldıkları zaman, kendilerini "kibarca" küçümser (Çok iyi yapamadım.), ya da karşılaştırma yaparlar (Bence senin yaptığın daha güzel olmuş.). Yapılan övgüleri reddetmenin gereksiz olduğunu söyleyin ve gülümseyip, teşekkür etmelerini öğretin.

Ayrıca, övgüde bulunma konusunda cimri davranmamalarını, fakat aşağıda söz edeceğim kötü alışkanlıklardan da kaçınmalarını söyleyin.

•Övgüde bulunma İyi ifade edilemeyen alışkanlıkların kontrol listesi

Agresif, pasif ve kendini iyi ifade edebilen davranış biçimleri

  • Gaye

Agresif tutum: "Hayatta her şey zor, ama ben önemliyim ve mutluluğumu ya da başarımı engelleyecek herkese zarar verebilirim."

Tipik davranışlar: Despot, bencil, zorba, saldırgan, duygusuz, incitici, doğrucu, ön yargılı, suçlayıcı, cezalandırıcı ve şüpheci.

Pasif Genel tutum: "Hayat çok zor, her şey beni korkutuyor, diğer insanlar benden önemli ve benden daha iyi, bu yüzden onları memnun etmeliyim ya da öyle görünmeliyim."

Tipik davranışlar: Sabırlı, yumuşak başlı, alçak gönüllü, aciz, beceriksiz, kendini suçlayan, kendini göstermeyen, dalavereci.

Kendini iyi ifade edebilen

Genel tutum: "Yaşamak güzel, ben herkes kadar önemliyim ve herkes gibi benim de mutlu ve başarılı olmaya hakkım var." Tipik davranışlar: Kendine saygı duyan, makul düşünen, dürüst, dolaysız davranan ve konuşan, canlı, mücadeleci, doğru, saygılı, güvenen, işbirliği yapan, sebatkâr, yaratıcı ve kararlı.

Eğer bu bilgileri de yeterli bulmuyorsanız, bu konuda biraz daha okumadan, çocuğunuza yardım etmemenizi öneririm.

Yapıcı bir biçimde eleştirmeyi ve eleştiriyi kabullenmeyi öğretin

  • Gaye

Bu özgüvenin sınandığı en önemli özelliktir. Çocuklarımızın çok karmaşık becerileri edinmeleri zor olsa da, daha sonra geliştirebilecekleri iyi alışkanlıklar kazanmalarına yardımcı olabiliriz. Size çocuklarınızla paylaşabileceğiniz bazı ipuçları vermek istiyorum.

İyi ifade edilmiş bir eleştiri nasıl yapılır?

Doğru zamanı seçmeyi öğretin

Çocuğunuz, ya siz çok meşgulken ya da başkalarının yanında sizi eleştirmeye başladığı zaman bu konuyu başka zaman konuşmanız gerektiğini söyleyin.

Olumlu birşeyler de söylemeyi ihmal etmeyin "Seninle oyun oynamaktan hoşlanıyorum, ama sen ..." demeyi öğretin.

• Karşısındaki insana anlayış göstermesini öğretin Karşımızdaki insanı hiç değilse anlamaya çalıştığımızı göstererek, onun yapacağımız eleştiriyi daha rahat kabulleneceğini söyleyin (örneğin, "Evin en küçük çocuğu olmak hiç de kolay değil, biliyorum, ama ...").
• Bir seferde tek bir konuyu eleştirmeyi öğretin
Rahatsız oldukları tüm konuları bir seferde ortaya dökmeyi engelleyebilmelerini öğretin.

Farkındalık

  • Gaye

Çocukların duygularını kontrol etmelerini öğrenmeden önce, bu duygularının farkına varmaları gerekir. Bu size çok aşikâr bir konu gibi gelebilir, ama toplum olarak duygularımızın hiç farkında değiliz ve çocuklarımız anababalarının izinden ayrılmıyor ve duygularından çok küçük yaşlardan itibaren uzaklaşıyor. Bu durum özellikle baskı altında bulunan ya da bir travma geçirmiş çocuklar için geçerlidir. Duygularını kontrol edemeyeceklerini düşünür, doğru ya da yanlış, anababalarının da böyle düşündüğünü hisseder ve istenmeyen ya da kontrol edemeyeceklerini düşündükleri duygularını bîlinç dışına iterler. Günümüzde gereksinim duyduğumuz şey, bence Freud ya da Hitchcock´un bastırılmış duygularımızın bizlere verdiği zararları bize yeniden hatırlatılması.

Ne yapabiliriz?

1. Çocuklarımıza düzenli bir şekilde duyguları hakkında sorular sorabiliriz.

2. Duygularının sözsüz ifadesini vücut dillerinden gözlemleyip, çok fazla varsayımda bulunmadan veya yorum yapmadan, onlara bu konuda bilgi verebiliriz. Örneğin:

Haklar

  • Gaye

Çocuklar zaman zaman duyguları konusunda şüpheye düşerler; çünkü çevreleri duygularının:

- önemsiz (Bu tür şeylere kafamı yoracak zamanım yok.)
- kötü (iyi çocuklar arkadaşlarına küsmez.)
- kendine zarar verici (Bu kadar heyecan kalbine zarar verir.)
- başkalarına zarar verici (Sen böyle yaptıkça, başıma ağrılar giriyor.)
- sosyal olarak zarar verici (Komşular sesini duyarsa, senin hakkında kimbilir neler düşünecek.)
- benlik saygılarına zarar verici (Ne kadar sulu gözlüsün.)
- gerçeklerden uzak (Ben senin gerçekte neler hissettiğini biliyorum.)
- bebekçe (Ağabeyler böyle aptalca şeylere üzülmez.)
- anlaşılmaz (Neden böyle hissettiğini bir türlü anlayamıyorum.) olduğu mesajını verir.

Çocukların duygularını yaşamalarını bu şekilde önlemek hatalıdır, çünkü kendilerine olan güvenlerine, etkileri uzun yıllar sürecek zararlar verilir. Çocuklar duyguları olduğunu sorgulamaya başladıkları zaman ua-rolma haklarını da sorgulamaya başlarlar.

Ne yapabiliriz?

Duyguların sözcüklerle ifadesi

  • Gaye

Duyguların sözcüklere dökülmesi çok zordur. Aslında duygular en iyi, müzik ya da resim gibi yollarla ifade edilir; ancak, yine de çocukların duygularını etraflarındaki insanların anlayacakları bir dille ifade edebilmeleri çok önemlidir. Duyguların çok yakın ilişkide olan insanlar arasında paylaşılması esastır ve kendimizi değerli hissetmemize ve özgüven duygumuzun gelişmesine yardım eder.

Duyguların ifade edilebilmesi, aynı zamanda, duygularımızı kontrol altında tutabilmemize yardımcı olur. Örneğin, benim gibi başkalarının kızgınlık, depresyon ya da endişe gibi sorunlarıyla uğraşanlar, bu insanlara yardım ederken ilk adımın duygularını tam olarak ifade edebilmelerine yardımcı olmak olduğunu bilir. Bu, insanlarda belli durumlara karşı oluşan duygulardaki iniş çıkışların kontrol edilebilmesinin başlangıç noktasıdır.

Elbette sizin ya da çocuğunuzun elinde sözlük, duygularınızı ifade edebilecek sözcükler aramanız gerektiğini söylemiyorum, ama duyguların sözcüklere dökülebilmesi çok önemlidir.

Nasıl yardım edebiliriz?

Sorumluluk

  • Gaye

Çocuklarınızın duygularıyla başedebilmelerine yardımcı olabilmek için yapmanız gereken en önemli şey, onların sorumluluklarını üstlenebilmelerini sağlamaktır. Ancak unutmayın ki bu oldukça zor bir konudur. Duygularımızın birçoğunun dış güçler tarafından kontrol edildiği ya da bastırıldığı gibi yanlış, ama yine de geçerli olan bir düşünceyle savaşmamız gerekir. Hatta hatta, sizin mutlu/mutsuz/kızgın/bıkkın, hatta çıldıracak kadar sinirli olmanıza neden oldukları için çocuklarınızı sürekli "suçluyor" olabilirsiniz.

Şunu hiç aklınızdan çıkarmayın ki hiç kimse, hiçbir şey ya da hiçbir durum, biz izin vermedikçe bizim duygularımızı etkileyemez.

Keçeli kalemle oturma odasının duvarına harika bir kedi resmi yapan bir çocuğu seyretmekte olan bir anababayı düşünün. Her ikisi de bu durumda aynı derecede sinirlenmiş ya da durumdan aynı derecede hoşnut olabilir ya da farklı duygular içinde olabilirler. Bu gösteriye her bir anababanın duygusal tepkisi onun kişiliği ile ilgilidir.

Rahatlama

  • Gaye

Çocuklarımızın duygularının sorumluluğunu üstlenmelerini başarabilirsek, gerektiğinde güvenli ve yapıcı bir şekilde rahatlamalarını da öğrenmelerine yardımcı oluruz.İnsan bir duyguyu yaşamaya başladığında, vücudunda fiziksel bir rahatlamanın olabilmesi için, hemen kimyasal bir değişim gerçekleşir. Örneğin:

- mutlu olduğumuz ya da heyecanlandığımız zaman kahkaha ya da çığlık atma
- sevgi duyduğumuz zaman, öpme ya da sarılma
- utandığımız zaman, kızarma ya da kıkırdama
- üzüldüğümüz ya da kırıldığımız zaman, sızlanma ya da gözyaşı
- korktuğumuz zaman ürperme, titreme ya da çığlık atma
- kızdığımız zaman, ayağı yere vurma ya da homurdanma.

Küçük çocukların büyük bir kısmı duygularını ifade etmekte güçlük çekmez, ama kültürel koşullanma kısa zamanda bunu yok eder. Eğer çocuk bu toplumda yaşayacaksa, elbette bu duyguların bir ölçüde kontrol edilebilmesi gerekir.

Kontrol

  • Gaye

Çocukların duygularını kontrol edebilmeyi öğrenmelerinin önemi üzerinde durduk. Duygularını rahatlatabilmek için uygun ve güvenli bir yer buluncaya kadar, kendilerini fiziksel olarak kontrol edebilmeleri için de onlara yol göstermeliyiz. Sakinleşmeleri gerektiğini söylemek yerine, bunu nasıl başaracaklarını öğretmemiz gerekir.

1. Sakinleşme etkinliklerini çocuğunuzla birlikte yapın ve hangisinin daha yararlı olduğunu birlikte karar verin. Örneğin, yürümek bazı insanları rahatlatırken, bazılarını iyice heyecanlandırır. Güzel bir müziğin herkesi rahatlatacağını ise elbette biliyorsunuzdur.

2. Onlara bazı rahatlama ve nefes alıştırmaları öğretin ve yeterince çalıştırın. Stresle başa çıkabilme konusunda yazılmış herhangi bir kitap işinize yarayacaktır.

3. Hayal güçlerini kullanmayı öğretin ve böylelikle içinde bulundukları ruh halinden çıkıp, duygularını nasıl rahatlatabileceklerini anlatın. Her çocuğa özgü bir anlamı olan kişisel imgeler kullanmaya çalışın. Örneğin:

Rahatlama:

- yataklarının üstünde yatan oyuncak ayıları
- parkta yüzen ördekleri

Problem Çözmede Pozitif (Olumlu) Yaklaşımlar

  • Gaye

"Dertsiz geçen bir çocukluk iyi geçmiş bir çocukluktur." - Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Belki bu genellemeyi bir ölçüde sınırlamayı düşünebilirsiniz, fakat birçoğumuz, modern anababa kültüründe çok fazla önemsendiği için, bu inancı bilinçdışımızda besliyoruz. Bu nedenle de, çocuklarımızı günlük streslerden korumaya çalışıyor, tartışmalarımızı bile onların yanında yapmıyor ve onlara maddi gücümüzü aşan hediyeler alıyoruz.

Başınızdan geçenler hep hoş şeyler olursa, cesur bir insan olamazsınız.
Mary Tyler Moore

Elbette hiçbir anne baba, çocuklarının, özellikle ilk yaşlarının kontrol edemeyecekleri sorunlarla , geçmesini istemez, çünkü hepimiz güven duygusunun ruh sağlığı için ne denli önemli olduğunu biliriz. Fakat, tümüyle sorunsuz geçen bir çocukluk da, sorunlu ve adil olmayan bir dünyaya çocukları psikolojik olarak hazırlamaz.

Bir terapist olarak benim "dertsiz" geçen bir çocukluk konusunda endişelerim var. Çünkü bu tür bir çocukluğun aşağıda söz edeceğim durumlara yol açması kaçınılmazdır: