24 Aralik 2006 tarihli konular

Tüp bebek

  • nisa-57

selam ün aley küm arkadaş lar!!

Tüp bebek caiz midir?

se lam ve dua ile......

11. Kız-Erkek Ayırımı yok

  • NaTuraL

İslâm Dîni’ne göre, çocuklar arasında kız ve erkek ayırımı yapmak, birini diğerinden üstün tutmak, câiz değildir. Çünkü kız evlâdı da, erkek evlâdı da insana veren Allâh’dır. Kulun burada hiçbir rolü yoktur. Kur’ân-ı Kerîm’de:

"Göklerin ve yerin mülk ve tasarrufu Allâh’ındır. O, dilediğini yaratır. Kimi dilerse, ona kızlar bağışlar, kimi dilerse ona erkekler lutfeder. Yahut (çocukları) erkekler-dişiler olmak üzere çift verir. Kimi de dilerse, onu kısır bırakır. Muhakkak ki, O âlimdir, herşeyi bilir. Kâdirdir, herşeye gücü yeter." (75) buyurulur. Hiç bir müslüman, çocuğunun erkek olmasıyla övünemeyeceği gibi, kız olmasıyla da yerinemez. Çünkü önemli olan, çocuğun "kız veya erkek" olması değil, "hayırlı bir evlâd" olmasıdır. (76)

12.Fizyolojik ve Psikolojik Farklılık

  • NaTuraL

Fizyolojik ve Psikolojik Farklılık

Cenâb-ı Hakk, erkek ve kadına farklı husûsiyetler ve meziyetler vermiş ve onların toplum içindeki mevkîlerini de farklı kılmıştır. Haklar ve mes’ûliyetler, bu farklı husûsiyetlere göre tanzîm edilmiştir. Erkek ve kadın, aynı zamanda birbirlerinden farklı, güzel kabiliyetlerle de donatılmıştır.

Allâh Teâlâ, erkeğe; güç, kuvvet, metânet, mihnet ve meşakkatlere tahammül, tedbir, temkin ve sebat, hâdiseler karşısında dayanma ve direnme, sevinç ve hüzünde muvâzene ve îtidâl, savaş gücü, irâdî ve aklî üstünlük gibi özellikler vermiştir.

13.Erkek,Ailenin Reisidir

  • NaTuraL

Erkek Âilenin Reisidir

Dînimize göre erkek, âilenin reîsi ve mes’ûlüdür. O, hayatın meşakkatlerine göğüs germiş, maîşet yükünü yüklenmiş, kadının nafakasını da üzerine almıştır. Erkek bu ağır vazîfeye karşı, kadından meşrû işlerde kendisine itâat hakkına mâliktir. İyi kadınlar itâatli olanlardır. Nitekim hadîs-i şerîfde: "Kadın beş vakit namazını kılar, yılda bir ay orucunu tutar, nâmûsunu korur ve kocasına itâat ederse, Cennet kapılarından dilediğinden girsin!" (86) buyurulur. Başka bir hadîs-i şerîfte de:

"Eğer bir kimseye, Allâh’dan başka birine secde etmesini emredecek olsam, kadınlara, kocalarına secde etmelerini emrederdim. Bunun sebebi, Allâh’ın erkekler için kadınlar üzerine kıldığı haklardır." (87) buyurulur.

14.Kadının Tahsil Hakkı

  • NaTuraL

Kadının Tahsîl Hakkı:

İslâm Dîni, ilme büyük önem verir. Nitekim onun ilk emri; "oku!.." şeklindedir. Kur’ân-ı Kerîm’de:

"Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?." (91) buyurulur.

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz de:

"Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz!"

"İlim Çin’de de olsa arayınız!"

"İlim öğrenmek, kadın ve erkek her müslümana farzdır." (92) buyurmuşlardır. Kadın da erkek gibi, Allâh’ın emirlerini öğrenip yapmak, yasaklarını da belleyip kaçınmakla mükelleftir.

Kur’ân-ı Kerîm’de:

"Ey îmân edenler, kendinizi ve âilenizi cehennem ateşinden koruyunuz." (93) buyurulur.

15.Kadının Evlilikteki Durumu

  • NaTuraL

Kadının Evlilikteki Durumu

Evlenmekle ilgili olarak Kur’ân-ı Kerîm’in Nûr Sûresi’nde şöyle buyurulur:

"İçinizden bekârları ve kölelerinizden, câriyelerinizden iyi davranışta olanları evlendirin! Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lutfu ile onları zenginleştirir. Allah, (lutfu) geniş olan ve (herşeyi) bilendir." (104)

Görüldüğü gibi evlenmek, Kur’ân-ı Kerîm’in emridir. Bu emir, mükellefin evlenme ihtiyacı ve durumuna göre farzdan harama doğru derecelenir.Hadîs-i şerîfde: "Kişi evlenmekle dîninin yarısını tamamlamış olur. Diğer yarısı için de Allah’dan korksun!" (105) buyurulur.

16.Evliliğin Gayesi

  • NaTuraL

Evliliğin Gâyesi

İslâm’da evliliğin en başta gelen gâyesi, îmânlı bir neslin yetiştirilmesi ve İslâm ümmetinin sayısının çoğaltılmasıdır. Bu hususda Peygamber (s.a.v.) Efendimiz: "Evlenin ve çoğalın! Çünkü ben (kıyâmet gününde) diğer ümmetlere karşı sizin (çokluğunuzla) iftihar edeceğim!" (108) buyurmuşlardır.

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, evliliğin gözü haramdan koruduğuna ve namuslu yaşamaya vesile olduğuna işaretle şöyle buyurur:

"Ey gençler topluluğu! İçinizden kimin evlenmeye gücü yeterse evlensin! Çünkü bu, gözü (haramdan) koruyan, namuslu kalmaya yardımcı olan çaredir. Kimin de evlenmeye gücü yetmezse, (farz oruçlarından başka nafile) oruca (da) sarılsın. Çünkü o (oruç), kendisinin şehvetine ve nefsine hâkim olmasını sağlar." (109)

17.Evlilikte Denklik

  • NaTuraL

Evlilikte Denklik (Küfüv):

Kelime olarak küfüv, denklik ve eşi olmak demektir.

Fıkıhda ise, evlenecek olan çiftlerin, birbirlerine bazı konularda denk olmaları demektir.

Evlenmede denklik, kadınlar için erkekte aranır. Yâni bir erkeğin, evleneceği kadına, müslümanlık, neseb, hür olma, meslek ve zenginlik gibi niteliklerde denk durumda bulunması, özellikle kadını korumak için öngörülmüştür.

Mezhepler, evlenecek kişiler arasında dindârlık bakımından eşitlik bulunmasının kesinlikle gerekli olduğu görüşünde birleşmişlerdir. Bunun yanında Hanefîler, erkeğin soy bakımından, kadından daha aşağı olmaması gerektiğini söylemişlerdir. (113)

18.Kadının,Eşini Seçme Hakkı

  • NaTuraL

Kadının Eşini Seçme Hakkı

İslâm Dîni, kadına evlenceği kimseyi seçme hakkını vermiştir. Hattâ evlilik birliğini kurmada kadının irâdesine öncelik tanımış ve "îcâb"da bulunma yetkisini kadına vermiştir. İlk söz hakkı kadınındır. Bundan sonra erkek bu "îcâb"ı "kabûl" eder. (118)

Ayrıca İslâm Dîni, evlenecek kimselerin birbirlerini görmelerini de şart koşmuştur. Evlenmek isteyen kız ve erkeğin birbirlerini görmeleri isteği, pek çok hikmete dayanmaktadır. Şüphesiz ki birbirlerini görmek, gelecekteki hayatta daha mutlu ve huzurlu bir yuva kurabilmek açısından önemlidir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, bir kadınla evlenmek isteyen Muğîre b. Şu’be’ye evleneceği kadını görüp görmediğini sormuş; Muğîre:

19.Kadının Üç Temel Hakkı

  • NaTuraL

Kadının Üç Temel Hakkı

Kadının, evlilik akdiyle tahakkuk eden temel hakları mehir, nafaka ve mesken olmak üzere üçtür.

I. Mehir:

Mehir, evlenirken erkeğin nikâhı altına aldığı kadına vermek üzere aralarında kararlaştırdıkları para veya maldır. Mehir, kadının kendi hakkıdır. Onunla çeyiz yapmak mecburiyetinde değildir. Erkeğin, bu meblağı kadına ödemesi, üzerine şarttır. Nitekim Cenâb-ı Hakk Kur’ân-ı Kerîm’inde:

"Aldığınız kadınlara mehirlerini seve seve verin! Şayet ondan birazını kendileri gönül hoşluğu ile bağışlarlarsa, onu da içinize sine sine yiyin!" buyurur. (124)

20.Kadının Fedakarlığı

  • NaTuraL

Kadının Fedâkârlığı:

İslâm hukûkuna göre evli kadın, kocasının evinde bir işçi, kocası bir iş veren değildir(137). Ancak müslüman bir hanımın, iyi geçimin bir gereği olarak, kocasının evinde severek hizmet etmesi ve ev işlerini görmesi, büyük bir fedâkârlık sembolüdür. Bu husûsda kadınların, yapmaları uygun olan hizmetleri yerine getirmekten kaçınmaması, erkeğini memnûn etmeğe çalışması ve elinden geldiği kadar ona yardımcı olması gerekir (138).

Müslüman hanımı, Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in şu hadîs-i şerîfini her zaman kendine rehber edinmelidir:

21.Kadınlara İbadetlerde Kolaylıklar

  • NaTuraL

Kadınlara İbâdetlerde Kolaylıklar:

İslâm Dîni, ibâdetlerin yapılış şeklinde kadınlara bazı kolaylıklar tanımıştır. Bunlar; namaz, oruç, hac, zekât ve cihâd gibi ibâdetlerdir.

Namaz:

Kadınlar, beş vakit namazla mükellef olmakla birlikte, cumâ, bayram ve cenâze namazlarından muaf tutulmuşlardır. Beş vakit namazı, cemâatle kılmak yerine, evde kılmalarının üstün tutulması, başka bir kolaylıktır. Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz bir hadîs-i şerîflerinde:

"Kadının namazını evinde kılması, dışarda kılmasından daha fazîletlidir." (146) buyurmaktadırlar.

22.Kadın Ve Cihat

  • NaTuraL

Kadın ve Cihâd:

İslâm hukûkuna göre kadın, askerlik yapmak ve harbe iştirâk etmekle mükellef değildir. Erkekler için;

"Cennet, kılıçların gölgeleri altındadır.." (154) buyurulurken, kadınlar için de;

"Cennet, annelerin ayakları altındadır." (155) buyurulmaktadır.

Aslında kadın; dîni, milleti ve memleketi için en samîmî çalışan bir insandır. Bütün bir milletin "insan gücü" nü hazırlayan, yetiştiren ve vatana bağışlayan, hep fedâkâr kadınlardır. Kadınlar, gerçekleşmeden önce harplerin ve gazâların çilesini çeken, gerçekleştikten sonra da ızdırâbını sînesinde duyan çilekeş insanlardır.

23.İslami Tebliğde Kadın

  • NaTuraL

İslâmî Tebliğde Kadın:

Kadın sahâbîler, Rasûlullâh (s.a.v.) Efendimiz’in İslâm dâvetinde, üzerlerine düşen vazîfelerini en iyi bir şekilde yaparak İslâmî harekette ve tebliğde önemli bir yer işgâl etmişler ve geleceğin müslüman hanımlarına güzel örnek olmuşlardır.

Rasûlullâh (s.a.v.) Efendimiz’in zamanındaki ilk İslâm cemâatinin dörtte birini kadınlar oluşturmaktaydı. İslâm’a giren erkeklerin çoğunun, hanımları da onlarla birlikte İslâm’ı kabul etmişler, bu örnek tavırlarıyla kocalarına dâimâ yardımcı ve destek olmuşlardır.

24.Tesettür,Kadının İffetini Korur

  • NaTuraL

Tesettür, Kadının İffetini Korur:

Tesettür, şer’an örtülmesi gereken yerleri örtmek demektir.

Bir kimsenin örtmesi gereken ve başkasının bakması haram olan yerlerine avret yeri denir.

Örtünmenin gâyesi, başkasının bakışlarından korunmak ve ırzı, meşrû olmayan isteklerden sakınmaktır. İnsandaki edeb ve hayâ duygusu, örtünmeyi gerektirir. Örtünmede asıl gâye, Cenâb-ı Hakk’ın rızâsını kazanmak olmalıdır.

Kadının örtülü olması, hürriyetini kısmak için değil, bilakis şeref ve iffetini korumak içindir. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de: