2006 yılı Eylul ayı konuları

Sabah Namazına Nasıl Kalkılır?

  • imdat sezer

Namaz, imandan sonra en büyük hakikat. Kişinin Rabbiyle buluşması. Ona en yakın olduğu anı Kur'an'da 70 kez emredilen ibadet.

Peygamber Efendimizin (a.s.m) deyimiyle namaz, "dinin direği", "gözümüzün nuru", "mü'minin miracı"

Namaz, en vazgeçilmez ibadet.

Tüm programlarımızın anası, direği, varlık sebebi Namaz, yaratılış gayesi. Kainatın neticesi, meyvesi bu yüzden Bedir savaşında bile namazdan vazgeçilmedi. Bu yüzden Hz. Ömer (r.a.) yarasından kanlar akarken bile namaz kıldı e Hz. Ali (r.a.) ayağındaki okun çıkarılması için namaza durdu.

ÖNSÖZ

  • imdat sezer

Kur'an-ı Kerim'deki emir ve yasaklarla vaz ettiği şaşmaz ve şaşırtmaz ölçüler ile biz kullarının hidayeti bulmasını kolaylaştıran Allah Teâlâ'ya hamdü senalar olsun. Şayet bu ölçüler olmasaydı ne şekilde hareket edeceğimizi şaşırır, hakikati bilemez ve "hakyolu bulamazdık.

Açtığı nurlu çığır ile biz ümmetlerini hidayete ulaştıran kavlî ve fiili sünnetleri ile "dinî ölçüler"i ümmetlerine tefhim eden kâinatın yegane efendisi Hz. Muhammed (s.a.v.)'e salât-ü selâm; bu yolda yorulmadan yürüyen evlâd-ü ezvâcına, ashâb-ü ashârına ihtiramlar olsun. Bu câdde rehberlerinin hâl ve hareketlerinden haberdar olmasaydık, kalp-lerimiz kararır efkârımızı zulmetler istilâ ederdi.

KÂMİL İMANDA ÖLÇÜ

  • imdat sezer

Kalplerde iman nurunun parlaması, inançla ilgili maddelerin kabu-lüne; imanın gelişip kemâle ermesi ise, birtakım mükellefiyetlerin yeri-ne getirilmesine bağlıdır. Kalp sahasındaki iman çekirdeğinin filizlenip inkişaf etmesi, ibadetlerini yapmakla ve Kur'ân okumakla; alevlenmesi de zikir ve fikirle hâsıl olmaktadır. Toprağa gömülmeyen bir çekirdek, yıllarca açıkta dursa, ağaç haline gelemez. İmanın kemâl derecesine ulaşması da bazı şartlara bağlı bulunmaktadır. Şöyle ki:

a) Allah Teâlâ'yı ve sevgili Peygamberimizi herkesten ve her şeyden fazla sevmelidir. Zira kuvvetli bir iman, sevginin artmasına; fazlalaşan muhabbet, imanın kemâle ermesine sebep olur. Bu hususu tesbit eden bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmaktadır: "Nefsim (kudret) elinde bulunan (Allah)'a andolsun ki, biriniz, ben kendisine babasından ve çocuğundan daha sevimli oluncaya kadar (kemâliyle) iman etmiş olamaz."(1)

Gençlik Sorunları ve Çözümleri

  • imdat sezer

Gençlik Sorunları ve Çözümleri.. Ailelerin, eğitimcilerin ve gençlerin başvuru kaynağı...Günümüzde, gençlerin dünyasında kopan fırtınalar ve çözüm önerileri...Hem de uygulanmış, pratik ve öz yaklaşımlarla...İnanıyoruz ki, bu kitapta her genç kendini, dertlerini ve açmazlarını görecektir. Daha da önemlisi, yıllardır üstesinden gelmek için çırpındığı önemli problemlerine, kısa, açık ve etkili çözümler bulacaktır. Sizi bunaltan sorunlarınızla hesaplaşmak istiyorsanız, buyurun. Bu kitap size parlak bir ufuk, taze bir soluk ve yeni bir hayat sunacaktır.

İslam, Gençlik ve Din Eğitimi

  • imdat sezer

"... Gittikçe artış eğilimi gösteren intihar, yaralama, öldürme, cinayet, kapkaççılık, terör ve global savaş tehlikesi gibi modern çağla birlikte azgınlaşan, insanın varlığını tehdit ve yok etmeye yönelik eylemlerin de dayatması ile birlikte din ve ahlak eğitimi, hem akademik hem de pratik anlamda yeniden insanlığın gündemine girmiştir. Bu süreçte, insanlığın mutluluğu ve insanca yaşama koşullarının temini için, 21. Yüzyılın din ve ahlak eğitiminin çok önemil rol oynayacağı bir çağ olacağını söylemek, bir kehanet sayılmanın ötesinde sıradan bir öngörü halini almıştır..."

NEZİH PEYGAMBERLERE İMANDA NAZİK ÖLÇÜLER

  • Nalan

Cenâb-ı Hak, emir ve yasaklarını halka tebliğ için, insanlar arasın-dan bazı kimseleri seçmiş ve kendilerini peygamberlikle vazifelendir-miştir. Bu yüce şahsiyetlere Resul ve Nebi ünvanı verilmektedir. Bu kâmil insanlar; mucize ile müeyyed, meleklerle müşerref, doğru sözlü, kendilerine güven duyulan, Hak'dan aldığı emirleri aynen halka tebliğ eden, son derece zeki ve günahtan uzaktırlar.

Peygamberlerde bulunması vacip olan "ismet" sıfatı, "Günaha kudreti varken işlememektir" (1) İslâm kelamcıları, bu sıfatı "Allah Teâlâ'nın, kulda günah işleyecek kudreti halk etmemesidir" (2) di-ye tarif etmektedirler. Ehl-i sünnet velcemaat mezhebinin bize telkin ettiği pırıl pırıl inanç esaslarından, hiçbir peygamberin itikadî bahisler-de veya Allah'ın emir ve yasaklarında bir hükmü inkâra kalkışarak küf-re sapmadığını, kesinlikle öğrenmiş bulunuyoruz. Bu hususta İslâm âlimlerinin icmâl ve ittifakı vardır (3).

İMAM-I RABBANİ HAZRETLERİNDEN GENCLERE ÖGÜTLER

  • imdat sezer

Ey kıymetli oğlum! Bugün, her istediğini kolayca yapabilecek bir hâldesin. Gençliğin, sıhhatin, gücün, kuvvetin, malın ve rahatlığın bir arada bulunduğu bir zamandasın. Se'âdet-i Ebediyyeye kavuşturacak sebeplere yapışmağı, yarar işleri yapmağı, niçin yarına bırakıyorsun?

İnsan ömrünün en iyi zamanı olan, gençlik günlerinde, işlerin en iyisi ve faydalısı olan, sahibin, yaratanın emirlerini yapmaya, Ona ibâdet etmeye çalışmalı, islâmiyetin yasak ettiği haramlardan, şüphelilerden sakınmalıdır. Beş vakit namazı cemaat ile kılmağı elden kaçırmamalıdır. Nisap miktârı ticâret malı olan müslümanların, bir sene sonra zekât vermeleri emrolunmuştur. Bunların, zekât vermesi, muhakkak lâzımdır. O hâlde, zekâtı seve seve ve hattâ fakirlere yalvara yalvara vermelidir.

Kazanılması zor imtihan!

  • imdat sezer

Zenginlik, refah seviyesinin zirvede olması, herkesin arzu ettiği bir
şey. İnsanoğlu hep bunun hayali ile yaşar. İnsanın hayatta kalabilmesi,
topluma hizmet edebilmesi için zengiliklik çok faydalıdır. Ancak, kontrol
elden kaçtığında faydalı olduğu kadar da zararlıdır. Nice insanları hatta
devletleri, milletleri, medeniyetleri, cemaatleri yok edip bitiren de bu refah
seviyesidir. Bundan kurtulan çok az insan yine çok az medeniyet vardır.
Kazanılması çok zor bir imtihan bu.
Koskoca Bizans’ı, altı asırlık Osmanlı’yı yıkan refah seviyesinin
yüksekliğidir. İnsan her istediğini ele geçirince, şevk kalmıyor; rehavet,

HARİKALARI TESBİT VE TEFRİKTE ÖLÇÜ

  • Nalan

Harika, âdet kabilinden olan işlere uymayan ve onların zuhura gel-mesindeki kanunların dışında cereyan eden hadiselere denilmektedir. Bu fevkalâdeliği sebebiyle, harikalar ayrı bir tasnife tabi tutulmuş ve değişik isimler verilmiştir.
Harikalar, kendilerinde zuhura gelen şahıslar yönünden bir tasnife tabi tutulacak olursa şöyle sıralandırılabilir:
a) Peygamberlerde zuhura gelen harikalar.
b) Müminlerde görülen harikalar,
c) Kâfirlerde zuhur eden harikalar.
Peygamberlerde müşahede edilen harikulâde işler, nübüvvet vazi-fesi gelmezden önce zuhur etmiş ise irhas; peygamberlik ile mükellef olduktan sonra zuhura gelmiş ise mucize adını alır.

MELEKLERİ BULUNDUKLARI YERLER VE GÖRDÜKLERİ İŞLERLE TANIMA ÖLÇÜLERİ

  • Nalan

Melekler; "Nurdan yaratılmış, muhtelif şekillere girebilen latif ci-simlerdir" diye tarif olunmaktadır. Bu tarifte görülen "cism-i latif" kaydı, onların gözle görülmesinin zorluğunu; "muhtelif şekillere giren" tabiri de peygamberlerle ve diğer insanlarla olan mükâleme ve münasebet-

lerini kolaylaştırmak için takip ettikleri bir yol olduğunu hatırlatmaktadır.
Melekler, gerek gördükleri işler ve bulundukları makamlar, gerek-se sair vesilelerle Kur'ân-ı Kerim'in sekseni aşkın yerinde anılmakta-dırlar. Ana rahminden Arşü'r-Rahmân'a kadar onların bulundukları yer-leri ve gördükleri işleri izaha çalışacağız

CİNLERİN BİRBİRLERİ İLE VE İNSANLARLA EVLENMELERİNDE ÖLÇÜ

  • Nalan

Cinlerin erkeği de dişisi de vardır. Aralarında evlilik de cereyan et-mekte ve zürriyet sahibi olmaktadırlar. Bir âyet-i kerimede "... Şimdi siz beni bırakıp da onu ve onun neslini, hepsi sizin düşmanınız olduğu halde, dostlar edinir misiniz? Zalimler için ne kötü tram-padır bu!" (1). Onların zürriyeti aile ve çocuktur. Latif olmaları, üreme-lerine engel değildir. Latif olarak evlenirler ve latif olarak doğarlar (2).
İmam Şa'rânî (k.s.), onların evliliğini "sakin bir havada tuğla ocak-larının bacalarından çıkan dumanların birbirine karışması tarzında" vâkî olduğunu, bu suretle ilkah ve hamlin meydana geldiğini ifade et-mektedir (3).

ŞEYTANIN HİLESİNİ TEŞHİSTE ÖLÇÜ

  • Nalan

Çıvgın bir alevden yaratılmış bulunan şeytan, düşmanlığına hedef olarak Âdemoğullarmı seçmiştir. İnsanları dünyada mahçup, ahirette mahzun etmek için her yola başvurmakta, günahları süsleyip cazip ha-le getirmekte, sonu cinayet ve rezalete varan işleri yaptırmaya gayretsarfetmektedir. Sonsuz rahmetin sahibi bulunan Rabbimiz, şeytanın tuzaklarına düşmememiz için, Rabbanî ölçüler koymuştur. Tedbir ve çare mahiyetindeki bu ölçüler şunlardır:
a) Şeytanın ıslaha müsait bulunmayan bir düşman olduğunu bil-mektir. Onun insanlara karşı açtığı harbin sulhu yoktur. Şeytanın bu yoldan döneceğini ummak, Kur'ân-ı Kerim'in beyanlarını iyi anlama-mak olur. Onunla olan cihad, kıyamete kadar devam edecektir. Bu hu­susta bizleri uyaran Hâlik'ımız, "Şeytan sizin düşmanınızdır. Onun için siz de onu düşman tutunuz"(1) buyurmaktadır.

Kadınlara verilen müjdeler

  • imdat sezer

Selâme, Resûl-ü Ekrem Efendimizin biricik oğlu İbrahim'in dadısı olan hanımın adıdır. Yani sahabe hanımlardan biridir. Hatta hanımların çekinip de soramadıkları bir çok sualleri gelip Selâme'ye söyleyerek sordurdukları da İmam-ı Malik'in naklettiği hadisten anlaşılmaktadır.

Bir gün Resûlullah Efendimizin huzuruna gelen Selâme, rahatça sualini sorar:

Ya Resûlallah, sen hep erkeklere müjdeler veriyor, hayırları erkeklerin yaptıklarını beyan buyuruyorsun. Kadınlara ise böyle müjdeler vermiyor, hayırlara onların da sahip olduklarını bildirmiyorsun..