2006 yılı Eylul ayı konuları

ÖNSÖZ

  • imdat sezer

Allah (C.C.)'a hamdü senâ, Resûlüllah (S.A.V.) Efendimize, Âl ve Ashâbına Salâtü selâm olsun.

Mükâşefetül Kulûb mevzuu i'tîbariyle tasavvufî bir eserdir. Mahiy-yet i'tibariyle kalbleri hassas bir İslâmi hayata sevketmeyi, oraya saf bir İslâmı hayatı dercetmeyi istihdaf eden bir eserdir. Başka bir tabirle anlatmak gerekirse Mükaşefetü'l Kulûb bir «Kalbleri ihyâ» kitabıdır. Durumlarını tesbit ve keşfedip aralıyarak, ortaya çıkararak ıslâha çalış-mayı öğreten bir eserdir. Esasen tasavvuf denince de akla ilk gelen, erbabınca, bu ma'nâ olur. Tasavvuf kalb ile meşgul olan bir ilimdir. Ma'lûmdur ki, kalb nasıl olursa dış a'zâ ve yaşayış da ona uygun bir manzara arzeder. Allah Teâlânın, her kulun kalbini günde bir kaç kere kontrol ettiği hadisinin manâsına i'tibarla tasavvufta amellerin zuhur mahalli olan kalb ele alınmıştır. Bu her İslâm âliminin, Hakka ubâdiyyete kendini adamış her âbid ve zâhidin başta ya da sonda yaşadıkları bir hayat tarzıdır. Cenâb-ı Hakkın her gün ziyaret ettiği kalb hiç şüphesiz ki temiz olmaya lâyıktır. Çünkü bu kulun, Rabbına karşı (kölenin efen-disine misali) bir edeb kaidesidir. Edebi olmayan bir kulun Rabbı yanın-da i-'tibarı olmaz. Halbuki bir köle için gaye ,efendisinin teveccühünü kazanmasıdır. Kulun saadet ve huzuru da buna bağlıdır. Bu bakımdan kalb, kalblerin keşfi ve hallerinin bilinmesi (Mükâşefetü'l-Kulûb) gayet mühimdir.

1. ALLAH KORKUSU

  • imdat sezer

Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
«-Ulu Allah (C.C.), kanatlarının biri doğuya, öbürü batıya uza-nan ve ayaklan yedinci kat yere inen bir kuş yarattı. Kuşun üzerinde bütün varlıkların sayısı kadar tüy vardır.

Ümmetimden kadın - erkek herhangi bir kimse bana selât-ü selâm getirdiği zaman ulu Allah bu kuşa, Arş'ın altında bulunan nurdan bir denize dalmasını emreder. Kuş denize dalıp çıkarak kanatlarını silke-leyince her tüyünden bir damla akar. Ulu Allah akan her damladan, üzerime kıyamete kadar selât-ü selâm getiren kul hesabına istiğfar edecek bir melek yaratır.»

2. YİNE ALLAH KORKUSU

  • imdat sezer

Büyük ahlâk ve fıkıh âlimi Ebü'l - Leys es- Semerkandî (rahimehuffahu) şöyle der:

Allah'ın yedinci kat semada birtakım melekleri var ki, yaratıldıkları andan beri secdededirler. Böğürleri Allah korkusu ile devamlı titrer haldedir. Kıyamet günü başlarını secdeden kaldırarak «Ey noksanlıkların her türlüsünden berî olan Allah'ımız! Sana lâyık olduğun derecede ibadet edebilmiş değiliz» diyeceklerdir.

Kur'ân-ı Kerim'in şu âyeti, onların bu hâllerine işaret eder;



«— Üstlerindeki Rabb'lerinden korkarlar ve emrolunduklarını yaparlar (göz açıp kapayana kadar bile Allah'ın emrini kırmazlar)» (6).

4. SABIR VE HASTALIK

  • imdat sezer

Allah'ın azabından kurtulmak, O'nun sevab ve rahmetine nail olarak cennetine girmek isteyenler, nefislerini dünyaya ait azgın arzulara kapıl-maktan alıkoymalı, hayatın sıkıntısı ve musibetlerine karşı sabırla katlan-malıdırlar. Nitekim ulu Allah (C.C.)



«Allah sabredenleri sever» buyuruyor. (17)

Sabır birkaç türlüdür: Allah'ın emirlerine uymakta sabretmek (sebat), Allah'ın yasaklarından uzak durmada sabretmek (direnmek), musibete, bilhassa ilk şok anının sarsıntısına karşı sabretmek (katlanmak)

Allah'ın buyruklarına uymakta (itaatte) sabır gösterenlere Allah, Kı-yamet günü cennette, her biri yerle gök arası kadar olan üçyüz derece verecektir.

3. RİYAZET VE NEFSANİ ŞEHVET

  • imdat sezer

Ulu Allah (C.C.) Hazreti Musa'ya (AS.) bildirdi ki, «Ya Musa! Eğer benim sana sözümün, diline, içinden geçenlerle ruhunun bedenine, gör-me gücünün gözüne ve işitme gücünün kulağına olan yakınlığından daha yakın olmamı istiyorsan Muhammed'e (A.S.A.) çok selât-ü selâm getir.»

Nitekim ulu Allah (C.C.) şöyle buyurur:



— Herkes yarın ne gönderdiğine (Kıyamet günü için ne amel işledi-ğine) baksın» (18)

Ey insan! Bilmelisin ki, kötülüğü ısrarla emreden nefis, sana İblis'-den daha düşmandır. Şeytan, ancak nefsin heva ve azgın istekleri yolu ile senin üzerinde baskı kurabilir. Nefsin seni aşırı emellerle ve dayanak-sız kuruntularla aldatmasın.

5. NEFSİ YENMEK VE ŞEYTANA KARŞI KOYMAK

  • imdat sezer

Aklı başında olan kimsenin, nefsin azgın arzularını açlıkla sindirmesi gerekir. Çünkü Allah'ın (C.C.) düşmanını (nefsin azgın arzularını) ancak açlık gemleyebilir.

Nefsin azgın arzuları, yemek ve içmek şeytanın vasıtalarıdır. Nitekim Peygamberimiz (S.A.S.) şöyle buyurur:

— Şeytan, insan vücudunda kan damarları yolu ile dolaşır, Binan-aleyh siz onun dolaşım yolunu açlıkla daraltınız. Kıyamet günü, insanla-rın Allah'a en yakın olanı, en uzun müddet aç ve susuz kalanıdır.»

İnsanoğlu hesabına en büyük tehlike kaynağı, midenin doyumsuz ar-zularıdır. Hz. Adem (A.S.) ile Havva'nın huzur ve istikrar yurdundan (cen-netten) çıkarılarak horluk ve yokluk diyarına (dünyaya) gönderilmeleri-nin sebebi odur.

6. GAFLET

  • imdat sezer

Gaflet pişmanlığa yol açar. Gaflet nimetin elden gitmesine sebep olur. Gaflet faydalılığı engeller. Gaflet kıskançlığı azdırır. Gaflet kınan-maya ve nedamete sebep olur.

Hikâye edilir ki, salihlerden biri rüyasında hocasını görür ve ona «en çok neden pişmansınız» diye sorar. Hocası da ona «en büyük pişmanlığım gafletimdendir» diye cevap verir.

Yine anlatılır ki, salihlerden biri Zunnun-i Mısrî'yi (rehimehullahu) rüyasında görür ve ona «Allah sana ne yaptı» diye sorar.

Zunnun-i Mısrî de «beni karşısına dikerek seni gidi palavracı, seni gidi yalancı! Beni sevdiğini ileri sürdün, sonra da benden gaflete düştün diye beni azarladı» cevabını verdi.

7. ALLAH'I UNUTMAK, FASIKLIK VE NİFAK

  • imdat sezer

Kadının biri Hasan el-Basrî'ye (rehimehullahu) gelir, «genç bir kızım vardı, öldü, onu rüyamda görmek istiyorum, onu rüyada görmeni sağla-yacak bir dua öğretesin diye sana geldim» der.

Hasan el-Basrî (rehimehullahu) da kadının arzusunu yerine getirir. Ka-dın kızını rüyasında görür ki, aman Allah'ım! Üzerinde katrandan bir el-bise, boynuna bukağu ve ayaklarına prangalar vurulmuş.

Durumu Hasan el-Basrî'ye bildirir, veli de bu hale üzülür.

Aradan zaman geçer, bu defa kızı rüyasında Hasan el-Basrî görür. Kız cennettedir ve başı taçlıdır. Kız «Veli»ye «beni hatırladın mı? Ben sa-na gelerek şöyle şöyle ricada bulunan kadının kızıyım» der.

8. TEVBE

  • imdat sezer

Tevbe her müslüman erkek ve kadına farzdır. Nitekim ulu Allah (C.C.) şöyle buyuruyor:



— Ey iman edenler! Dönülmez bir tevbe ile Allah'a yöneliniz» (29).

Emir vücup içindir.

Yine ulu Allah (C.C.) şöyle buyuruyor:



— Allah'ı unuttukları için Allah'ın kendilerini kendilerine unutturdu-ğu kimseler gibi olmayınız. Onlar fasıkların ta kendileridir» (30).



Ayet-i kerimedeki «Allah'ı unuttular» ifadesi, Allah'a daha önce söz vermiş oldukları halde O'nun kitabına, uymaktan cayanlar demektir, «Allah da onlara kendi kendilerini unutturdu» cümlesi de kötülüklerinden vazgeçip kendileri hesabına iyi davranışlara girişmek üzere kendi kendi-lerini değerlendirmelerini hatırlarına getirmedi demektir. Nitekim Pey-gamber'imiz (S.AS.) şöyle buyuruyor:

Gençlere Öğütlerim

  • imdat sezer

Değerli Gençler!

Münafıklar neden mü'minmiş gibi davranıyorlardı? Onu açıklayalım:

Müslümanlarla harp etmeyi göze alamıyorlar ve cizye vermeye yanaşmıyorlardı. İman etmeye niyetleri olmadığından, inanmış gibi görünüp işin içinden sıyrılmak istiyorlardı. Müslümanlar, müşriklerle savaşa kalktığında onlar ortadan kaybolurlardı. Fesadı cihada tercih eden münafıklar, sıvışmayı savaştan üstün tutuyorlardı. İki kapılı in yapan tilki, avcıyı veya korktuğu bir hayvanı gördüğü zaman diğer kapıdan sıvışıp kaçarmış. Münafıkların mizacı da iki yüzlülüktür. Ne samimi bir imanla müminlerin safında yer alırlar, ne de kalplerinde gizledikleri küfrü açığa koyup gayri müslimlerin arasına katılırlar.

Perde arkasındaki saklı dünyalar

  • imdat sezer

ZehirliOk.COM olarak açılan bu dosya ile perdenin arkasını aralıyoruz. Bu bölümde toplum içinde kanayan yaralardan kareleri görebilirsiniz. Her damlasında bir feryad, her damlasında çekilen acıları görebilirsiniz.

Hepimiz nefis sahibiyiz. Bazen toplum içinde bir yere gelmiş insanların yaptıkları affedilmez hatalar, bazen de daha gencecik yaşlarında yanlışa kurban gitmiş insanların feryadını okuyacaksınız. Bazen de ben yaşadım siz de okuyun görün diyen sağduyulu dostların uzattığı eli göreceksiniz.

Paylaşılan her konu yaşanmış bir hayattan kesit, her kesit ise sırtında ayrı bir yük taşıyor.

Engin Noyanın web sitesi

  • web

Bir zamanları millet ramazan orucu tutarken rakılı alemler yapan, ilerleyen yıllarda şarkıcılık yapmış kişi. 2000'li yıllarda islam ile tanışmış ve kuranı kerim üzerine eserler yazmaya çalışmıştır. Neden kuranı anlamak okumak üzerine ilgilendiği ise tartışılabilir.!


Mehmet Şevket Eygi nakl ediyor; Engin Noyanın STV'de çalıştığı süre içinde program ücreti olan 3000 USD'yi peşin aldığını, bir keresinde kanalın kasasında o kadar para olmadığını, bunun üzerine engin noyan program başlamasına dakikalar kala parayı almadan yayına çıkmayacağını söylediğini, yöneticilerin de bu durumda sağdan soldan bu parayı temin ettiklerini ve beyefendinin programa çıktığını yazıyor. Tabi programda maske takılıyor, erdemden, insanlıktan, hoşgörüden bahsediliyor, mangalda kül bırakılmıyor. Ekrandaki Hocaefendi bağlısı insanlar da saf saf Engin Noyandaki bu dönüşümü muhtemelen Hocaefendinin bir kerameti olarak yorumlayıp, sevinip vay be 'Engin Noyan ne büyük şahıs, Hocaefendi ne yüce' diyorlar. Kendilerine, hocalarına güvenleri artıyor.

Peygamberimizin Diliyle Gençlik

  • imdat sezer

Hayatımızın en renkli, zevkli, ama bir o kadar da hassas ve tehlikeli olan gençlik dönemi hakkında herkes bir şeyler söylüyor. Piyasada, gençliğimizle ilgili yığınla kitap bulmak mümkün.

Hiç düşündünüz mü, Sevgili Peygamberimiz (a.s.m.) gençlerle ilgili neler söylemiş, hangi tavsiyelerde bulunmuş, gençlere nasıl davranmış?

Bütün insanlığın en büyük öğretmeni olan Yüce Efendimiz (a.s.m.), gençlerle muhatap olurken, onları en iyi tanıdığını, fıtratlarını ve psikolojik yapılarını en iyi bildiğini göstermiştir.

Gençlik ve Aşk

  • imdat sezer

Sevginin, en yoğun ve en coşkun bir şelâle gibi çağlamasını anlatan aşk, insanları birbirine bağlayan bir büyüdür sanki. İyidir, güzeldir; ama bir çileler ve ızdıraplar yumağıdır.
Âşık olunca mutluluktan uçar, bulutların tepesine sanırsınız kendinizi. Geceleriniz bile billur bir gündüz berraklığındadır.
Bazen de gökkubbeyi süsleyen yıldızlar ateşten top gibi başınıza düşer. Ağaran gündüzleriniz, Zifiri karanlık bir gecede daha çok sıkar sizi. İçiniz kararır, umutlarınız söner, gözleriniz yaşarır.

Ömür Boyu Aşk

  • imdat sezer

Coşkun dalgalarıyla yüreğinizin kıyılarına vuran aşk çağlayanı, sevgilinizle ömür boyu beraberlik yemini ettirir size.

Evliliğin ilk günlerinde mutlu olmak ve mutlu etmek için çırpınırsınız. Ne var ki, sevinç ve heyecandan uçtuğunuz zamanlar, giderek sıradanlaşmaya başlar.

Bencillikler, kaprisler, kıskançlıklar, iletişim çatışmaları aile cennetinizi zindana dönüştürür. Size göre, yuvanızı bu hale getiren hep başka sebeplerdir.

Oysa sizin ve eşinizin hükmettiği bir yuvada her şeyin en başta gelen sorumlusu ikinizsiniz. Sizi huzursuz ve mutsuz eden tüm olumsuzluklara isyan edip saadetin kapısını aralamak sizin elinizde.