2007 yılı Mart ayı konuları

4-İcare

  • nesim

İcarenin iki rüknü vardır:
a)Ücret
b)Menfaat

İcare yapan âkid ve İcare akdinde kullanılan lâfza gelince... Alışveriş bahsinde zikrettiklerimiz burada da muteberdir. Ücret, alışverişte verilen sermaye gibidir. Bu bakımdan İcare hususunda ücretin malûm ve eğer peşin ise, alışveriş bahsinde satılan malda şart koştuğumuz vasıflarla vasıflı bulunması gerekir. Eğer ücret, borç ise, yine ilerde verilecek o ücretin sıfatı ve miktarı belli ol-malıdır. İcare akdinde halkın âdeti olarak cereyan etmek karşılığında İcare ile vermek gibi.... Böyle bir icarenin akdi bâtıldır. Zira tamirin miktarı meçhuldür. Eğer evin ücreti karşılığında para miktarını tâyin eder, kiracıya 'Bu parayı tamirine sarfetme-sini şart koşarsa, yine caiz değildir. Zira kiracının o parayı tamire sarfetmekteki çalışmasının ne kadar olacağı meçhuldür.

5-Kırad

  • nesim

Kırad akdinde müslüman üç rükne riayet etmelidir:
1.Birinci rükün sermayedir. Sermayenin nakid olması, malûm bulunması ve çalışana teslim edilmesi şarttır. Bu bakımdan
fulüsler üzerinde veya ticaret malı üzerinde kırad muamelesi caiz
değildir. Zira sermaye pul veya ticaret malı oldu mu, çalışan için
ticarî saha oldukça daralır. Dirhemlerden bir kese üzerinde kırad
caiz değildir. Zira bir kese dirhemden kârın miktarını tâyin etmeye
imkân yoktur. Eğer sermayedar paranın kendisinin elinde bulunmasını şart koşarsa caiz değildir. Çünkü parayı çalışana vermemek onun önündeki ticaret yolunu daraltmak demektir.

6-Şirket (Ortaklık)

  • nesim

Şirket akdi dört çeşittir. Üç çeşidi bâtıldır:
1.Şirket-i Müfaveze

Bu şirket türünde taraflar 'Biz anlaştık ki, bütün malımızda ve borcumuzda, yani alacağımızda vereceğimizde ortak olalım' derler. Fakat malları ise, ayrıdır. Bu bakımdan böyle bir şirket bâtıldır. (Ebu Hanife'ye göre, eğer 'ortak olduk' derlerse caizdir).

2.Şirket-i Ebdan
Bedenleriyle çalışıp kazandıklarında ortak olduklarını şart koşmak demektir. Bu çeşit şirket de bâtıldır.

3.Şirket-i Vücuh

Ortak olan kişilerden birisinin halkın yanında sayılır bir kıymeti, kabul olunur bir sözü vardır. Bu bakımdan nüfuzlu kişi, halktan mal alıp toplamak vazifesini, öbürü de çalışıp o malı çoğaltmak vazifesini üzerine alır. Bu çeşit şirket de bâtıldır.

Arıların da Bir Bildiği Var

  • hayat

1. Arılar 1 gram bal için çiçeklere en az 7000 uçuş yapıyorlar.

Sen ömür boyu mutluluk için yüzlerce kez pişman olmayı, binlerce kez naz çekmeyi, onlarca kez kavga etmeyi, anlaşmazlığa düşmeyi, hayal kırıklığına uğramayı, çiçekler getirmeyi, çikolatalar almayı, yüzlerce kez özür dilemeyi, binlerce kez sözünü geri almayı, binlerce kez “affet beni” demeyi, on binlerce kez “seni seviyorum” demeyi göze almalı değil misin?

2. Bir kg bal için ise 40 bin tane arı, 6 milyon çiçeği dolaşıyor.

Sen bir tutam sevda için, hiç bitmeyecek bir aşk için, en az beş duyunla, onlarca duygunla, binlerce güzel sözle, yüzlerce bakışla, susuşla, dinleyişle, dokunuşla, sevdiğinin beş duyusunu dolaşmalı, yüzlerce beklentisini karşılamalı, onlarca duygusuna karşılık vermeli, hayal kırıklıklarına, tedirginliklerine, nazlarına, kaprislerine, hüzünlerine, pişmanlıklarına, taşkınlıklarına, vurdumduymazlıklarına, kararsızlıklarına, korkularına, kaygılarına doğru yolculuk etmeli, onun kalbinin bütün köşelerini, aklının bütün kıvrımlarını, ruhunun bütün vadilerini dolaşmalı değil misin?

3-ÜÇÜNCÜ BÖLÜM:Ticarette Haksızlıktan Kaçınıp Adaletli Davranmak

  • nesim

İki kişi arasındaki ticarî ilişki öyle bir şekilde cereyan eder ki, müftü bu muamelenin sıhhatine hükmeder. Fakat aslında bu muamele haksızlığı gerektirecek denli haddi aşar ve muamelenin sahibi Allah'ın gazabına müstehak olur; çünkü yasak olan herşey, anlaşmanın bozulmasını gerektirmez. Bu da zararın umumi olması ve sadece anlaşmanın kendisiyle yapıldığı kişiye mahsus olması bakımından iki kısma ayrılır.

1-BİRİNCİ KISIM:Zararı Umumi Olan

  • nesim

Bu da birkaç çeşittir ve birincisi ihtikâr/karaborsacılıktır. Yiyecek maddelerini satan bir kimse o maddeleri fiyatların yükselmesine kadar depo edip bekletiyorsa, bu bekletme umumî bir zulümdür. Bunu yapan insan, şer'an kötü bir insandır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:

Bir kimse kırk gün yiyecek maddelerini depo edip (pahalansın diye) bekletirse, sonra o maddelerin hepsini Allah yolunda sadaka verse bile onun bu sadakası ihtikârcılığının kefareti olamaz.24

İbn Ömer, Hz. Peygamber'den (s.a) şöyle rivayet eder:
Her kim kırk gün yiyecek maddelerini (ihtiyaç olduğu halde) istif edip satmıyor ve pahalılığı bekliyorsa, hem onun Allah'tan ilgisi, hem de Allah'ın ondan ilgisi kesilir!25

2-İKİNCİ KISIM:Zararı Sadece Ticaret Yapana Mahsus Olan

  • nesim

Mumele yapan ne ile zarara uğrarsa, o zulümdür. Adalet odur ki, kişi müslüman kardeşine zarar vermesin. Buradaki umumî kaide şudur: Müslüman kişi nefsi için neyi severse ve isterse, kardeşi için de aynı şeyi sevip istemelidir. Her muamele ki, eğer bu muameleyi yapana başkası tarafından o muamele yapılmış olsaydı, ona ağır gelecekti, o muameleyi onun da başkasına yapmaması gerekir. Müslüman kişinin nezdinde kendi parasını korumasıyla başkasının parasını korumak eşit olmalıdır. Seleften bazısı şöyle demiştir: 'Müslüman kardeşine, herhangi birşeyi bir dirhem ile satarsa -oysa eğer o şeyi satın almış olsaydı onu ancak beş danike (dirhemin altıda biridir) alabilirdi- bu kimse, muamelede müslüman kardeşine yapılması gereken nasihati terketmiş olur. Kendi nefsi için sevdiği şeyi müslüman kardeşi için sevmemiş demektir. İşte kısacası budur. Tafsilâtı ise dört emirde toplanır:

4-DÖRDÜNCÜ BÖLÜM:Ticarette İhsan (İyi Davranmak)

  • nesim

Allah Teâlâ, insanoğluna iyi davranmayı (ihsânı) ve adâleti emir buyurmaktadır. Adâlet, kurtuluşun biricik sebebidir. Bu bakımdan adâlet, ticaret sermayesi yerine geçer. İhsan (iyi davranmak) ise, zaferin elde edilmesi ve saadetin kazanılmasına biricik sebeptir. Bu bakımdan iyi davranmak, ticarette kârın yerine geçer. Dünya muamelelerinde sadece sermayesiyle yetinip kâra ilti-fat etmeyen bir kimse, akıllı sayılmadığı gibi, ahiret muameleleri de böyledir; yani bu muamelelerde de kişi, sadece sermaye ile yetinmemeli, kâr aramalıdır. Dindar bir kimse, sadece adâletle hareket edip zulümden kaçınmakla yetinmemeli, ihsanın (iyi davranmanın) bütün kapılarını çalmalıdır.

5-BEŞİNCİ BÖLÜM:Dünya ve Ahiret İşlerinde Tüccarın Dini İçin Titiz Davranması

  • nesim

Dünya kazancı, tüccarı ahiretinden uzaklaştırmamalıdır. Böyle olduğu takdirde tüccarın ömrü zâyi olur, ticareti de zarardan başka birşey olamaz. Ahiretin kârından kaçırdığını, elde ettiği dünyalıkla telafi etmesi mümkün değildir. Böyle hareket ettiği takdirde ahiretini verip, dünya hayatını satın alan kimselerden olur. Bilâkis akıllı bir kimse, herkesten evvel nefsine şefkat göstermelidir. Nefse şefkat göstermek de ancak sermayeyi korumak suretiyle olur. (Hakikî) sermayesi ise dinidir ve dinindeki ticaretidir. Seleften bazıları şöyle buyurur 'Akıllı bir kimse için en iyi şey, geçici dünyada en fazla muhtaç olduğu şeydir. Geçici dünyada en fazla muhtaç olduğu şey ise, gelecek âlemde neticesi en güzel olan şeydir'.

Cinsel Özgürlük

  • NaTuraL

"İç bâde, sev güzel var ise akl ü şuurun


Dünya var imiş yok imiş ne umurun"




Nefsin egemenliğini ifade eden yukarıdaki sözün bugünkü karşılığı hedonizm’dir. Zevkçilik akımı da denilebilir.





Tarihte ilk defa Yunan filozofu Epikür haz peşinde koşmayı insanın amacı olarak tanımlamıştır. Günümüzde ise bu düşüncenin bilimsel kaynağı Freud olmuştur. İnsanın varoluş amacını zevklerini tatmin olarak tarif eden Freud, bunun bastırılması sonucu ruhsal rahatsızlıkların ortaya çıktığını savunmuştur.






BİR HEDONİST PORTRESİ

cinsellik

  • hakdil

size bir sorum olacak.eşler arasında yapılan oral yoldan cinsellik günah sayılırmı?

imam nikahı

  • hatice

son dönemlerde imam nikahı ile ilgili yazılara ilgi artmakta ve bunları dikkatle okumaktayız. benim de merak ettiğim bir konu var ki o da şudur: nişan yapıldıktan sonra imam nikahı yapılmalı mıdır? bunun usulü ve önemi nedir? aynı evde yaşamayan insanların imam nikahı yaptırması gerekli midir?

teşekkürle...

Romantik Kıskançlık

  • hayat

İlişkinin Tuzu Biberi Olarak Görebileceğimiz Tutku' nun reçetesi mi ?
İlişkiyi Gitgide Yokoluşa Sürükleyen Bir Virüs mü ?

Erkeklerde Depresyon

  • hayat

Elimizdeki raporlara göre depresyona giren kadınların erkeklere oranı çok daha az olduğundan depresyon genellikle bir "kadın hastalığı" olarak düşünülür. Oysa erkeklerde depresyon , farkına vardığımızdan daha yaygın olabilir. Pek çok erkek karamsarlığı erkekliğine yakıştıramadığı için durumunu gizlemeye çalışır. Ve başarır da: Ülke çapındaki araştırmalara göre, psikiyatrist dışındaki hekimler, erkeklere depresyon tanısı koyma konusunda %70 oranında yanılırlar. Ne varki , Amerikan Psikiyatri Birliği'nin son yıllık toplantısında , erkeklerde depresyonun gizli kalmasının bir nedeni , onların bu rahatsızlığı kadınlardan farklı ifade etme eğilimleri olabiliceği belirtilmiştir.

Özel mesaj, msn, chat yahut mail ile karşı cinsle olan sohbetler

  • imdat sezer

* yapılmasa daha iyi ama vazgeçemiyorum\n* bir süre sonra farklı mecralara çekilir ve nefisani arzular galip gelmeye başlar\n* doğru değildir. Vebali çok büyüktür. Kesinlikle uzak durulmalıdır\n* ağır sorumluluk ister. Buna sebeb olan admin ya da yöneticiler ahirette mesul olacaklardır\n* artık gayet normaldir. İnsan rahatlıyor(!) ve kendini daha çok huzurlu hissediyor!!\n* zaruret(!) dışında asla yapmıyorum yapılmasınıda karşıyım. Yapanlarıda kınıyorum\n* yapıyordum. Tevbe ettim. inşaallah bir daha yapmıyacam:)\n